* Toplumdusmani.Net
  • 1
    • 1 mesajınız var
    • User Avatar
      Admin

      Sitemize hoşgeldin ziyaretçi üye
      olarak projemize katılabilir
      sitemizin editörlerinden biri de
      sen olabilirsin.

      2 dakika önce
    • Bütün mesajları gör
  • 2
    • 2 hatırlatmanız var
    • Güncellemeler 78%
    • Proje Durumu 54%
    • Bütün hatırlatmaları gör
  • 1
    • 1 tane bildirimin var
    • Üye girişi açıldı. 27 dakika önce
    • Bütün bildirimleri gör
  • Admin
    • User Avatar
      admin

      admin@toplumdusmani.net

    • Profilini Düzenle
    • Resimlerin
    • Ayarlar
    • Çıkış
  • Anasayfa
  • Sözlük
  • Üstadlar
    • Nietzsche
    • Franz Kafka
    • Montaigne
    • Jean Paul Sartre
    • Dante Alighieri
    • Williams Shakespeare
    • Nazım Hikmet Ran
  • Mitoloji
    • Mitoloji Özel
    • Yunan Mitolojisi
    • Roma Mitolojisi
    • Mısır Mitolojisi
    • Mitoloji Nedir
  • Felsefe
    • Felsefe Özel
    • Filozoflar
    • Felsefe Akımları
    • Felsefe Sözlüğü
    • Felsefe Nedir
  • Edebiyat
    • Edebiyat Özel
    • Dünya Edebiyatı
    • Türk Edebiyatı
    • Kitaplardan İnciler
    • Edebiyat Nedir
  • Alt Kültür
ToplumDusmani.Net V3
  • Anasayfa
  • Felsefenin Tarihsel Dönemleri Nedir

Yazıyı Gönderen: apollon
Gönderilme Tarihi: Sat, 02-Dec-2006
Okunma: 7968 kez
Yazı Boyutu: 5.26 KB

Reklamlar
» Resim sanatının tarihsel gelişimi
» Felsefenin Tarihçesi
» Türkiye'de Ulaşımın Tarihsel Gelişimi
» felsefenin bölümleri
» Makale Türünün Özellikleri Tarihsel Gelişimi ve Temsilcileri
» Realizmin Tarihsel Süreci
» Platonun Felsefesinin Dönemleri
Sonuç : 7 adet ilgili yazı bulundu..

Felsefenin Tarihsel Dönemleri

Felsefenin Tarihsel Dönemleri






 
 Antikçağ : İnsan kendisini herşeyi kapsayan bir bütünün, “kosmos” un bir parçası olarak kavrar. Kosmos’a sonsuz bir yasa(“nomos physikos”,, ‘lex naturalis”, “doğa yasası”) egemendir. Bu yasaya, insanlar gibi tanrılar da, cansız nesneler gibi canlı varlıklar da ayni şekilde tabidirler. İnsan, “makrokosmos” karşısında bir “mikrokosmos” dur. İnsan tini (insan zihni, insan aklı),nesnelerin, varoluşunu düzenleyen temel düzen ilkesine (“nous”, “logos”) göre çalışır ve onunla eştürdendir
 
 Böyle olunca, felsefede en yüksek amaç, nesnelerin tanrısallıkla bir olan özünü seyretmektir (“theoria”)
 
 
 Ortaçağ : “Mutlak anlam” evrende değil, onu yapandadır ve bu anlama ancak onu yapana duyulan kişisel bir imanla varılabilir. Tanrı evrenin yaratıcısıdır; o evrenin ilk yapıcısı ve aynı zamanda ereğidir. Aristotelesçi terminolojiye göre, tanrı hem etkin-neden (causa effıciens), hem de erek-nedendir (causa finalis). Bu bakımdan evrenin kendi başına bir değeri yoktur, onun değeri ikincildir. O, erişeceği erek bakımından kendi içinde bir hiyerarşi bir basamaklı düzen de gösterir. Bu düzen, en aşağı öğelerden başlayıp insan üzerinden geçerek tanrıya kadar uzanır.
 
 İnsan, “tanrının yeryüzündeki temsilcisidir”. İnsan ruhu, en sonunda tanrıya yöneliktir. Felsefe, “bu evrendeki bilgelik olarak, imana dayalı bilgelik yanında ikincildir. O, iman ve teoloji yanında ancak “teolojinin uşağı” olarak bir işleve ve “imanın ön odası”, “imana geçiş koridoru” olmak gibi bir yere sahiptir. Ama çağın sonlarına doğru felsefe, teoloji ile giderek artan bir karşıtlığa bürünür ve bunun sonucu olarak, felsefenin “akıl doğrusu” na, teolojinin ise “iman doğrusu” na yöneldiği belirtilerek bir “çifte doğruluk” anlayışı gelişir.
 
 Yeni çağ : Yeni düşünce, giderek artan’bir şekilde insanı merkeze alır. Descartes’ın temel önermesi şudur “cogito ergo sum” (kendimin bilincindeyim, o halde varım). Bu önerme, ortak, felsefe yapmak için dayanılması gereken temel ilke olur ve sonunda Kant’ın “Kopernikusvari devrimi” nde en yüksek noktaya yerleştirilir. Buna göre, insan tini (akıl, zihin, benlik) nesnelere doğruca yönelmez; nesneler insan anlığı için önce işlenmesi gereken malzemeler durumundadırlar. Bilgi, nesnelerin zihnimizdeki doğrudan yansıtan değil, tersine, anlığımızın nesnelere ilişkin duyumlamalarımızı işlemesinin ürünüdür.
 
 Böylece felsefi evreni aydınlatan “yeni güneş”, ne Greklerin “kosmos” u, ne de Ortaçağın “tanrı”sı olur; bu yeni güneş insan aklından başka bir şey değildir. Rasyonalizm de, empirizm de, bu gelişim içinde aslında her ikisi de süje’den yola çıkan iki ana akım. olurlar.
 
 Birincisi, insanı öncelikle bir akıl varlığı olarak görür ve akıl’ı son başvuru yeri (lnstanz) sayar.
 
 İkincisi için insan bir duyu varlığıdır ve duyusal deney, her türlü felsefenin de dayanması gereken zemindir (bu yüzden bu akım sensüalizm olarak da anılır).
 
 Ne var ki, Alman idealizmi, Yeniçağın sonlarında tekrar Greklerin makrokosmos mikrokosmos öğretisine döner ve tüm gerçekliği bir mutlak “megethantropos” un , yani bir “büyük insan” ın, antropomorfize edilmiş, insana türdeş kılınmış bir tanrının (dünya tini, akıl) kendini açınlaması ve bir tarihsel gelişim süreci olarak anlar.
 
 Çağdaş Felsefe : Çağdaş felsefenin, idealist spekülasyonun parçalanıp dağılmasıyla başladığı kabul edilir. Bu felsefe, somut insana, onun tarihsel yaşamına ve bu yaşamın her türlü fenomenine derinliğine yönelmek ister. Ortaçağ “tanrı” yı, Yeniçağ idealizmi ise “tin” ve “düşünce” yi tahta çıkarmışlardı. Çağdaş felsefe “tin” ve “düşünce” yi de tahtından indirir. Çünkü, artık “tin” ve “düşünce” bile, ancak insani yaşamda ortaya çıkan fenomenler olarak görülebilirler.
 
 Onlar, olsa olsa, her kültürde değişik biçimlerde ortaya çıkan üstyapılar, insani yaşamın yansımaları olarak alınabilirler. Tüm insanlığa egemen bir “ bir “ide” yoktur. Bir “evrensel akıl” yerine, kültürlere göre özelleşmiş göreli “dünyagörüşleri” ya da daha teknik bir deyimle “metafiziksel sistemler’ vardır ve tüm insanlığa maledilebilecek bir “tin” den sözetmek gerekirse, bu, ancak bu dünyagörüşlerinin niceliksel bir toplamından ibaret olabilir. Çağımız felsefesinin bir temel karakteristiği olarak şu belirtilebilir: Her türlü kültür fenomeni gibi felsefe de, “insani anlam vermeler” in ürünüdür ve onun yeşereceği en iyi toprak, bu yüzden “çoğulcu toplum” modelidir.
 
 Günümüzde Felsefe Disiplinleri-Doğan Özlem- Ara Yayıncılık. 



[ Katagoriye Dön | Ana Menüye Dön ]
  • # Resim sanatının tarihsel gelişimi

    Resim sanatının, etkileyici bir anlatım aracı olmasının yanı sıra bezemeci yönünün de bulunması, tarihin en eski zamanlarında bile en yaygın sanat dallarından biri olmasına yol açmıştı. Hem Doğu'da, h...
    Devamını Oku 2008-03-08 10:23:46
  • # Felsefenin Tarihçesi

    Bilginin ve insan eyleminin kaynağını ve ilkelerini inceleyen düşünceler bütünü. Yunanca «philosophia» («philos», dost, «sophia», bilgelik) sözcüğünden Arapça'ya, oradan da Türkçe'ye «felsefe» olarak ...
    Devamını Oku 2008-02-08 13:59:18
  • # Türkiye'de Ulaşımın Tarihsel Gelişimi

    Ülkemizde ulaşım Anadolu'nun şeklinden ve üzerindeki yüzey şekillerinden dolayı doğu-batı doğrultulu bir uzanış gösterir. Ancak teknik olanaklardaki ilerlemelerebağlı olarak kuzey-güney doğrultulu yol...
    Devamını Oku 2010-12-16 16:09:25
  • # felsefenin bölümleri

    felsefenin: 1-metafizik 2-varlikbilim (ontologie) 3-bilgi kurami (epistemelogie) 4-etik 5-estetik olmak üzere bes ana dali vardir....
    Devamını Oku 2007-09-02 13:06:21
  • # Makale Türünün Özellikleri Tarihsel Gelişimi ve Temsilcileri

    Makale, herhangi bir konuda, bir görüşü, bir düşünceyi savunmak ve kanıtlamak için yazılan yazı. Gazete ve dergilerde yayınlanır. Bir gerçeği açıklamak, bir konuda görüş ve düşünceler öne sürmek ya da...
    Devamını Oku 2011-10-30 12:07:09
  • # Realizmin Tarihsel Süreci

    İlkçağda Realizm Her insan çevresinde, bilinçten bağımsız bir dünya olduğunu bilir. Taşları, toprakları, ağaçları vb. var eden insan bilinci değildir. Çünkü bunlar dünyada insanlar var olmadan önce d...
    Devamını Oku 2011-08-11 10:44:56
 
Yorumlardan Yazarları Sorumludur. Yorumunuz Site Yönetimi Uygun Görürse Yayınlanır..!!..
Gönderen Başlık

Felsefenin Tarihsel Dönemleri Resimleri

Felsefenin Tarihsel Dönemleri Yorumları

Gönderen Başlık

Felsefenin Tarihsel Dönemleri Videoları

Henüz bu yazıya eklenmiş video bulunmamaktadır.
» Önerdiklerimiz
» Friedrich Nietzsche
» Michel de Montaigne
» Jean Paul Sartre
» Dante Alighieri
» Nazım Hikmet Ran
» Williams Shakespeare
» Franz Kafka
» Charles Bukowski
» Mitoloji
» Yunan Mitolojisi
» Mitoloji Sözlüğü
» Homeros
» Olimpos Tanrıları
» Zeus
» Mitoloji Resimleri
» Amazonlar
» Reklamlar
» Alt-Kültür Başlıklar