Anasayfa > Sözlük > T > Türk Haritacılık Tarihi |
Türk Haritacılık Tarihi Nedir
1076 yılında KAŞGARLI MAHMUD (El Kaşgari) "Divanü-Lügat-it-Türk" (Türkçe sözlük) isimli bir yapıtında bir dünya haritası çizmiştir. Bu harita Orta Asyanın büyük bir kısmını Çin ve Kuzey Afrikayı içermektedir. Batıda ise Volga nehrini fazla geçmemektedir. Dünya'nın tepsi gibi düz ve yuvarlak olduğu kabul edilen bu dünya haritası, çeşitli ülkelerin birbirlerine göre konumu belirtilmiş bir kroki görünümündedir. O zamanki başkent Balasagun ise haritanın merkezindedir. Haritanın yazılara göre üst tarafı Güneşin doğduğu yön olan doğu seçilmişti.15. ve 16. Yüzyıl
Karadeniz ve Marmaranın 1400 yıllarında bile Venedikliler ve Cenevizliler tarafından elle yapılmış haritaları vardır. 1416 da İbrahim KATİBİ bir harita çizmiştir.
1456 da Trablusgarplı İBRAHİM MÜRSEL (Mürsiyeli İbrahim) bir Türk denizcisi olarak Akdeniz haritası çizdi. 1460 yılında ise Güney Avrupa haritası yapmıştır.
EL İSTAHRİ (Ebu İshak İbrahim bin Muhammed el Farisi el İstahri) (15. yüzyıl), "Kitab al masalik val mamalik" (Masallar ve Ülkeler) isimli yapıtında dünyanın çeşitli yerlerine ait 20 harita vardır. Bu kitap yaklaşık 1460 yıllarında Karakoyunlu Türkmen imparatorluğu Şehzadesi Pir Budak zamanında yazılmıştır.
Türk Amiralı PİRİ REİS (1470-1554) Osmanlı donanmasının hakim olduğu denizlere ait "Kitabı Bahriye" adında 1483 de yazdığı kitapta çeşitli liman, koy, körfez, kıyı, kale vb yerlere ait haritalarla bu denizlerdeki gemiciliğe ait akıntılar, sığyerler, tehlikeli kayalık yerlere ait bilgileri de vermiştir. 1513 yılında Piri Reis Gelibolu'da ceylan derisi üzerine bir dünya haritası çizmiştir. 21 parçadan meydana gelen bu haritanın 65 x 90 cm lik bir paftası Topkapı müzesindedir. Colombusun 1489 tarihli bir haritasından da yararlandığını söyleyen Piri Reis'in bu tarihte Amerika'nın içerlerini ve güney kutbundaki dağları da gösteren bu haritayı nasıl yaptığı bilim adamlarınca merak konusu olmuştur. Bu haritayı 1517 yılında Mısır'da Yavuz Sultan Selim'e takdim etmiştir. Bu harita 1929 yılında Topkapı müzesinin eski eserler müzesi haline getirildiği sırada Milli müzeler müdürü Halil ELDEM tarafından bulunmuş ve Alman doğu bilimleri uzmanı KAHLE ile birlikte incelenmiştir. Ayrıca "Hadikat'ül Bahriye", "Netayic'ül-Efkar fi Cezayir'ül Bihar", Bilad'ül- Aminat ve harita yapımıyla ilgili"Eşkalname"(o zamanlar haritaya eşkal deniliyordu) adında bir bilim kitabı ile 1528 tarihini taşıyan "Hind Denizi Haritası" gibi yapıtları Deniz Müzesindedir. Piri Reis Hürmüz kalesinin kuşatılmasında uğradığı iftira yüzünden 1554 de katledildi.
MATRAKÇI NASUH (Ölümü 1533) haritacı anlayışı minyatüre uygulayan ilk ressamdır. Sopa veya demirci çekici ile yapılan ve bir çeşit harp oyunu olan matrak (Mitrak) oyunu mucididir. Menazil (Hedefler) isimli yapıtında 16. yüzyılda yapılmış Anadolu atlası vardır."Umdet'ül-Hisab" (Hesabın ilkeleri) isminde bir yapıtı (1517) ve "Beyan-menazil-i sefer-i Irakeyn" ismindeki kitabında Kanuni'nin 1534 de Irak seferine katılarak İstanbul-Tebriz-Bağdat-Tebriz-Diyarbakır-Halep-İstanbul geçkisi üzerinde fethedilen yerleri, kaleleri isim ve güzel haritalarla anlatır.
Kanuni Sultan Süleyman saltanatı sıralarında devlet hizmetine giren Sinop'lu bir aileye mensup sonradan Amiral olan SEYDİ ALİ REİS, (? -1563) deniz astronomisini ve deniz coğrafyasını çok iyi bilen bir bilgindi. Piri Reis'in donanmasını Basra'dan Süveyş'e getirme görevi verildi. Ancak bazı nedenlerden dolayı dört yıllık (1553-57) uzun ve maceralı bir yolculuktan sonra Edirne'ye dönebilmiştir. Bu seyahatı Bursa-Konya-Kayseri-Halep-Urfa-Musul-Bağdat-Basra-Hürmüz Boğazı -Ahmadabad-Delhi -Lahor-Kabil-Semerkand- Buhara- Farab -Merv- Tus -Nişabür -Bağdat- Musul- Mardin- Diyarbakır- Sıvas-Ankara-İstanbul-Edirne geçkisini izleyerek Arapça ve Farsçadan yaptığı derlemelerle "Miratül Memalik" (Ülkelerin aynası) adlı yapıtı yazmıştır. Bu kitap 1815 de Almancaya, 1826 da Fransızcaya, 1899 da İngilizceye, 1963 de Rusçaya çevrilmiştir. 1554 de Ahmedabad'ta yazdığı "Mohit" (Okyanus) çeşitli batı dillerine çevrilmiştir. 10 bölümlük bu kitapta yön bulma, azimut ve yıldızların yüksekliklerinin hesabı, zaman hesabı, takvim, güneş ve Ay'a bağlı tanımlanan yıllar, denizcilikte önemli bazı yıldızların doğmaları, batmaları ve adları, ünlü limanlarla adaların enlemleri, astronomiye ait bilgiler ve bazı limanların arasındaki uzaklıklar, Hind Okyanusundaki adalar, kıyılar, rüzgarlar, ünlü limanlar ve topografik coğrafya konularını içermektedir. Bir başka yapıtı "Mirat-ül Kainat (Kainatın aynası) kitabı da Farsça ve Arapça bir çok kitaplardan derlenmiş olup bir çok astronomi aletinin tanımı ve kullanılışı, güneşin yüksekliği, yıldızların konumu, kıble, öğle zamanı saptanması, nehir genişliği saptanması, rubu tahtası ve usturlab'ın yapım ve kullanılışı konularını içermektedir.
1549 da Halep'te Ali Kuşçu'nun astronomi ile ilgili Fethiye yapıtının Türkçesine bazı ilaveler koyarak "Hülaset'el-Haya" ismini vermiştir 68). Seydi Ali Reis yerin yuvarlak olduğunu, dağların yüksekliğinin yerin yuvarlaklığını bozmayacağını söylemiş ve yer yarıçapının 1545 fersah olduğunu yazmış, ağır cisimlerin yerin merkezine doğru düştüklerini eklemiştir. Ancak yerin günlük hareketini kabul etmediğini göstermek için de o zamana kadar ileri sürülen kanıtları açıklamıştır 68a)
Osmanlı korsan reislerinden olan ve daha sonra Osmanlı donanması hassa reisleri arasına katılan ALİ MACAR REİS tarafından 1567 de dokuz ceylan derisi üzerine çizilen 31 x 43 cm boyutlu yedi haritadan oluşan ve Topkapı müzesinde bulunan bir atlasta bulunan haritalar sıra ile:
1. Azak denizi, Karadeniz ve Marmara sahil kent ve limanlar
2. Akdeniz, Eğe denizi, Mora yarım adası, Adriyatik sahilleri, Anadolu'nun bazı sahil kentleri
3. Akdeniz, İtalya, Adriyatik sahilleri, Kuzey Afrika
4. Batı Akdeniz, İberik yarımadası, Gaskonya körfezi, Kuzey Afrika
5. İngiltere, İskoçya, Almanya sahilleri
6. İstanbul Boğazı, Girit adası bir kısmı, Ege denizi, Adriyatik sahilleri
7. Dünya haritası (Avusturalya yok)
haritaları vardır. Ali Macar Reis'in yapıtları 1935 de cumhuriyetin kültür yayınlarından biri olarak basılmıştır.
Büyük Türk gezgincilerinden MEHMET AŞIK (1555-?) 21 yaşında geziye çıkarak 25 yıl içinde bir çok ülke gezmiş ve gezi notları 1595 de "Menazır-ül Avalim" (Dünyanın görünümü) adıyla basılmıştır. 1590 da Menemenli MEHMET REİS'in çizdiği bir Akdeniz haritası Venedik'te Correr müzesindedir. Benzer şekilde 16. yüzyılda Tunus'lu Hacı Ahmed'in Dünya haritası Venedik'te San Marco kütüphanesindedir.
17. Yüzyıl
Arapça ve Farsçayı çok iyi bilen ve tarih, coğrafya, bibliyografya ve toplum bilimi alanlarında 27 yapıtı bulunan KATİP ÇELEBİ (1609-1657) Girit seferi dolayısı ile (1645-46) haritaların nasıl yapıldığını öğrendi. En önemli yapıtı "Cihannüma" (Dünyayı gösteren) coğrafya alanında doğu görüşten batı görüşe geçişte bir dönüm noktasıdır. Beş haritalı, 75 sayfa olan ve 1648 de yazılmağa başlanan bu kitapta Dünyanın yuvarlaklığı üstüne kanıtlar verildikten sonra Japonya'dan Erzurum ve Irak'a kadar ülkelerin coğrafyasını, kısa tarihini, bitki ve hayvanlar alemini anlatmaktadır. "Keşf-üz-Zunun" (sanıların keşfi) isimli kitabı da ünlüdür. 1727 de basımevinin icadından hemen sonra 1732 de basılan bu kitap çeşitli dillere çevrilmiştir. Katip Çelebinin bundan başka "Kozmoğrafya" adında bir kitabı daha vardır. İstanbul'da ilk defa pusula sapmasını belirlemiştir.
17. yüzyılda İstanbul'da 8 dükkanda 15 kişi haritacılık yapmaktaydı. Bunlar birkaç dili özellikle Latinceyi çok iyi bildikleri için yazarların kitaplarını okuyarak yeryüzü şekillerini çizmekteydiler. Ayrıca pusula yapılan 10 dükkanda da 45 kişi, kum saati yapılan 15 dükkanda 45 kişi çalışmaktaydı.
17. Yüzyılın en büyük gezgin ve yazarlarından biri olan EVLİYA ÇELEBİ (1611-1682) Osmanlı ülkesinin içinde ve dışında 50 yıl geziler yaparak ve 22 savaşa katılarak bunları 6000 sayfada 10 cilt halinde yazmıştır. 1.Cilt İstanbul'a ait olup diğer 9 ciltte Anadolu, Trakya, Yunanistan, Arnavutluk, Bulgaristan, Romanya, Yugoslavya, Ege ve Akdeniz adalarından bir kısmı, Kırım, Bağdat, Musul, Suriye, Filistin, Mısır, Mekke, Medine, Kafkasya, Macaristan, Batı İran, Azerbaycan, Sudan, Habeşistan, Güney Rusya, Lehistan, Avusturya, Güney Almanya, Hollanda, Danimarka, İsveç ülkeleri yer almıştır. Bazı abartmaları, yapmış olduğunu iddia ettiği bazı gezilerine gölge düşürmüştür.
1683 de Alain MALLET İstanbul planı yaptı.
18. Yüzyıl
Bilimsel kitapların yayılması ilk basımevinin 1727 de İBRAHİM MÜTEFERRİKA (1674-1745) tarafından kurulması ile başladı. İbrahim Müteferrika'nın ilk bastığı kitap 1729 da Sahhahi Cevheri'nin çevirisi olan "Vankolu sözlüğü"dür. Tanzimatın ilanından önce (1839) basılı kitaplar daha çok askeri konular iken bu tarihten sonraki sivil ve sosyal amaçlı olup tıp ve matematik kitapları artmış, coğrafya, astronomi ve askerlik sanatı konusundaki kitaplar azalmıştır 72). Burada İslam dini ile ilgili eserlerin Kur'an. hadis, fıkıh, tefsir, kelam konularını kapsayan kitapların basılması yasaklandı. 18. yüzyılın başında Şeyhülislam İshakzade Esat efendi verdiği fetva ile; kitapların yasaklanmasını amaçlayan geniş bir direnişe geçildi. Aşırı şeriatçı şeyhülislamlar yalnız deney bilimlerine değil, tasavvuf ve felsefeye de karşı çıktılar. 1727 de basımevinin kurulmasından sonra kaleme alındığı bilinen ilk Türkçe fen yayını mühendishane hocalarından İshak ef. nin 4 ciltlik yapıtı "Mecmua-ı ulum-i riyazieye" (1831-34) dür. Bu yapıtın 2. baskısı 1841-45 de Kahire'de yapılmıştır.
1730 da Johann Babtist HOMANN (1664-1724), İstanbul Boğazının yanlış çizilmiş haritasını yaptı.
Osmanlı İmparatorluğu'nun büyük bir alana yayılması, Avrupa ile doğrudan coğrafi ilişki, Osmanlıların Avrupa'daki gelişmeleri izlemesine olanak sağlıyordu. Diğer taraftan diplomatlar, seyyahlar, tüccarlar, denizciler, göçmenler, Avrupa'daki dini baskıdan kaçan Musevi ve Hiristiyanlar ile de bu ilişki sağlanıyordu.
1760 yılında Fransız haritacılarından D'ANVİLLE, Anadolu'nun ilk ciddi harita çalışmasını yapmıştır.
Alman gezgini Carsten NİEBUHR'un Anadolu seyahatları (1766-67) sonunda elde ettiği bilgileri içeren Anadolu haritaları ancak 1837 de 1:775 000 ve 1:1 150 000 ölçeklerinde basılmıştır.
1770 de Fransız ve 1812 de İngiliz subayları tarafından batı ve güney sahillerimizin ilk denizcilik haritaları alınmıştır.
1776 da F.R. KAUFFER, İstanbul kenti planı yaptı.
İngilizler tarafından 1784-88 yılları arasında Amiral TEÜGE, 1820 yılında Albay COTYE ve 1830-32 arasında Albay LAYONS ve GREY tarafından denizlerimizde hidrografik ölçmeler ve haritalar yapılmıştır. Daha sonra 1833 den itibaren İngiliz hidrograflarından WORTON başta olmak üzere PHILIP, SPRAT, WOODS ve MANSEL bu ölçülere devam etmişlerdir.
1785 de MUSTAFA RESMİ ipekli kumaş üzerine renkli yapılmış 70 x 120 cm boyutlu Karadeniz ve Akdeniz haritasını çizdi (haritalarını, Mustafa: Amel-ressam hıfzı Enderun Hazret-i Sadrı Ali olarak imzalamıştır).
18. yüzyılın sonunda J.RENNEL bir Batı Asya haritası hazırlamış ve 1832 de yayınlanmıştır.
19. Yüzyıl
1803 de mükemmel ilk Türkçe atlas, Darüt-tabaati'l-Amire adını taşıyan basımevi müdürü Müderris ABDURRAHMAN efendi tarafından İstanbul'da basıldı. Bu atlas birçok kaynaklardan ve Avrupa'da yapılan atlaslardan yararlanılarak yapılmıştır. Atlasın başında 79 sayfalık astronomi ve coğrafya bilgilerini içeren bir bölüm bulunmakta, bunu renkli haritalar izlemektedir. Abdurrahman efendi. III. Selim zamanında Mühendishane-i Berri-i Hümayün'da (Devlet Kara mühendislik Okulu) geometri öğretmenliği yapmıştır
1807 de Napoleon'un göndermiş olduğu subaylar Toros ve Kızılırmak havalisinde yol boyu haritaları almak için çalışmışlardır. 1822 de LAPİE tarafından Rumeli ve Batı Anadolu haritası yayınlanmıştır. Bunu İngilizler takip etmişlerdir. 1836 da Güney Anadolu'daki Chesney heyeti, Batı ve Güney Anadolu'da Sprat heyetleri bu kapsamdadır.
İlk Deniz haritası 1830 yılında Heybeliada Deniz Harp Okulunda basılan Karadeniz haritasıdır.
Karadeniz kıyılarımız haritasını ilk defa MANGANARI adında bir Rus yüzbaşısı 1823-1836 yılları arasında yapmıştır. Bu haritalar 1835 tarihini taşımaktadır. Yine 1835 tarihini taşıyan Rus haritalarından çevrilerek basılmış İstanbul ve Boğaziçi haritaları vardır. Marmara Denizi ise yine Manganari tarafından 1845-1848 arasında çalışarak ve iskandil ölçüleri ile yapılmış olup bu çalışmalarla amiral rütbesini kazanan Manganari, ayrıca bir Marmara kılavuzu yazmıştır. Rusların bu ölçülerine Osmanlılar "Gül sefid" isminde bir kurvet ile katılmışlardır. Karadeniz'in 1265 H. de ikinci bir defa daha Ruslar tarafından ölçülmesinde de yine Osmanlıların "Ahter" ve Neyyiri Zafer" isimli gemi ile ortaklaşa çalışmaları olmuştur. Deniz haritaları için ölçü gemisi olarak 1845-1914 arasında Gül sefit, Ahter ve Neyyiri zafer kurvetleri, 1914-1932 arasında ise Beyrut yatı, Zuhaf kurveti, Galata yatı ve Aydın Reis gambotu kullanılmıştır. Bunlardan başka okul gemisi olup da ölçü işlerinde kullanılan Mehmet Selim fırkateyni, Heybet nüma kurveti, Nüveydi fütuh Briki de sayılabilir.
II. Mahmud zamanında, 1835-39 yılları arasında Osmanlı ordusunda hocalık için getirilen ve paşa ünvanı verilen Helmuth v. MOLTKE (1800-1891), 1836-37 yıllarında İstanbul'un 1:25 000 ölçekli, 1837 de Çanakkale Boğazı'nın 1:20 000 ölçekli plançete ile haritasını yaptı. 1838 de Anadolu'da sekiz paftalık (Musul, Elazığ, Birecik, Samsun, Ankara, Urfa, Maraş) haritalarını yaptı. Bu çalışmalar sırasında Nemrut Dağı'nda Komonague tapınağını buldu. 1839 da İbrahim Paşa'nın idaresindeki Mısır ordusuna karşı Çerkez Hafız Mehmed Paşa'nın maiyetinde bulunmuş ancak anlaşamamışlardır. Berlin'e döndüğünde Türkiye çalışmaları için nişan verildi.
1850 de Mühendishane öğrencileri İstanbul şehrinin planını yaptılar.
1853 yılında İstanbul Boğazından Varna limanına kadar olan kıyı bölgesi AHMET HOCA ve İngiliz WOODS tarafından ölçülmüştür.
19. Yüzyılın ilk yarısında haritalarımız, ya istila ordularına ait subaylar ya da Osmanlı İmparatorluğu ordusunu düzenleme için çağrılmış yabancı askeri heyetlerin haritacıları tarafından yapılmıştır. 1857-1901 yılları arasında Anadolu, sayıları bir hayli fazla olan gezginler tarafından gezilmiş ve bu gezginlerin hazırladıkları haritalar kendi ülkelerinde bastırılmış ve bu haritaların bir kısmı açıklanmış bir kısmı da gizli tutulmuştur. Alman subayları, haritacılık sahasına bu tarihlerden sonra girmişlerdir. 1826-33 arasında Avusturyalı PROKESCH von OSTEN, 1836 dan itibaren İngiliz HAMİLTON, 1838-41 arasında İngiliz AINSWORTH, 1835-38 arasında BRANT 1830 da Fransız arkeologu TEXIER, HAMMAIRE DE HELL, 1842 de SCHÖNBORN, 1843 de KOCH, Rus doğa bilimcisi TCHİHATCEFF'in 1847-63 yılları arasındaki çalışmalardan 1853 de Küçük Asya isimli yapıtı, 1837 de Trakya'da Fransız jeologu AMİ BONE ve 10 yıl sonra aynı alanda VİQUESNEL, 1869 da F.v.HOCHSTETTER çalışmalar yapmışlardır.
Alman harita uzmanı Heinrich KIEPERT (1818-1899), 1841-88 arasında Türkiye'ye gelerek önceleri Anadolu'nun kuzey batısında altı paftalık 1:400 000 ölçekli haritasını yapmıştır. 1854 yılında tekrar bu bölgede çalışmalar yapılarak bu haritalar basılmış ve diğer ölçekte haritalar üretilmiştir. Daha sonra oğlu Richard KIEPERT babasının yaptığı işlere devam ederek batıdan orta Anadolu'ya kadar olan bölgenin 1902-06 arası 24 paftalık 1:400 000 ölçekli haritasını yaptı. H.Kiepert'in 1884 yılında yaptığı harita karayolları ve demiryolları revizyonlu olarak işlenip 1889 da tekrar basıldı. Kiepert'in yaptığı haritalar:
1844 : 1:1 000 000 ölçekli Anadolu,
1844 : 1:1 000 000 ve 1:2500000 ölçekli Osmanlı İmparatorluğu,
1853 : 1: 3 600 000 ölçekli Anadolu, Kafkasya, Batı İran,
1854 : 1: 500 000 ölçekli Anadolu haritası,
1868 : 1: 250 000 ölçekli Batı Anadolu haritası,
1884 : 1: 1 500 000 ölçekli Anadolu haritası,
1897 : 1: 4 000 000 ölçekli Asya Türkiyesi haritasıdır.
Bütün bu çalışmaların sonucu olarak Anadolu topografyasının ana hatları ortaya çıkmış ve bu haritalardan 1:200 000 ölçekli haritalarımız çıkıncaya kadar yararlanılmıştır
1863-1880 yılları arasında C.STOLPE İstanbulun 1:15 000 ölçekli haritasını çizdi.
VINCKE, FISCHER, ve MÜLBACH gibi Alman haritacılarının gelmeleri de bu zamana rastlamaktadır. Şubat 1839 da Osmanlı hizmetinde olan Prusya subayı Binbaşı F. v. VINCKE Ankara'nın planını yaptı. 1:6250 ölçekli bu harita 1854 de Berlin'de basılarak Ankara vilayeti valisi Müşir (mareşal) İzzet Paşa'ya takdim edildi. Asker haritacıların yanısıra 19. yüzyılın ilk yarısında ülkemizde arkeolog, jeolog gibi gezgincilerin gelmeleri ile de değişik amaçlarla yapılmış mevzii haritalar ortaya çıkmıştır.
1864 yılında Türk hükümeti tarafından Filistin'de (Hicaz hattı) demiryolu görevi verilen Alman inşaat mühendisi Carl HUMANN (1839-1896), daha sonraları İstanbul-İzmir arasındaki karayolu etüdünü yaparken Bergama'daki harabeleri keşfederek Türk hükümetinin izni ve Prusya devletinin önerisi üzerine Bergama tapınağını ortaya çıkardı (1886). Çeşitli ölçekte Bergama haritası yaptı. Bu konu ile ilgili olarak 1870 de Alman arkeologu Heinrich SCHLİEMANN (1822-1890), Homeros'un şiirlerinden Truva'yı bulmak için Truva'nın yeri olduğu sanılan hisarlıkta kazılara başladı. 1884 de Bergama'da ve 1891-94 arasında da Manisa'da arkeolojik kazılar yaparak bu kazılar sonucunda ortaya çıkan tapınağı Berlin'e götürdü. Buradan da İkinci Dünya Savaşı sonunda Moskova'ya taşındı.
1868 yılında Paris'te öğrenimde bulunan Üstğ. Hafız ALİ (ŞEREF) (Ölümü 1907) bir "Yeni Atlas" hazırlamıştır. 23 x 33 cm boyutlu bu atlas 22 adet haritayı içermektedir. Daha sonra 1896 da genelkurmayda çalışırken Kiepert'in Anadolu haritasını Türkçeye çevirmiştir. Ayrıca 73 paftadan ibaret Rumeli haritasını çizmiş, okullar için büyük bir duvar haritası hazırlamıştır.
1877 Osmanlı-Rus savaşında Ruslar, Erzurum'a kadar olan sahanın ve Trakya mıntıkasının 1:210 000 ölçeğinde haritalarını yaptılar.
1895 de Süleyman ASAF İstanbul Boğazı haritası yaptı.
Türk Haritacılık Tarihi'nin Kronolojik Özeti
1076 Kaşgarlı Mahmud Dünya Haritası.
1513 İbrahim Kâtibi Akdeniz Havzası Haritası.
1513 Piri Reis Dünya Haritası.
1528 Piri Reis Kuzey Atlantik Haritası.
1567 Ali Macar Reis Atlası.
1570 Atlas-ı Humayun.
1647 Katip Çelebi'nin "Cihannüma" adlı eseri.
1650 Katip Çelebi'nin "Kozmoğrafya" adlı eseri.
1640-1684 Evliya Çelebi'nin Seyahatname'si
1719 İlk baskı harita Marmara Haritası İbrahim Mütefferika tarafından basıldı.
1803 İlk atlas Müderris Abdurrahman Efendi tarafından hazırlandı.
1818 İlk Harita Okulu açıldı.
1830 İlk deniz haritası Karadeniz Haritası Deniz Harp Okulunda basıldı.
1847 İlk Tapu Teşkilatı Defterhane-i Amire Kalemi kuruldu.
1853 İlk harita subayları Harp Okulundan mezun oldu.
1860 İlk defa Yurt dışına (Fransa) haritacılık öğrenimi için subaylar gönderildi.
1880 Genelkurmay 5. Şubesi (Harita ve Fen İşleri Şubesi) kuruldu.
1895 Taksim-i Arazi isimli Jeodezi Komisyonu kuruldu. (Türk haritacılığının başlangıcı kabul edilir.)
1896 Basılı ilk düzenli harita olan 1/ 10 000 ölçekli Eskişehir Planı üretildi.
1909 Harita Komisyonu oluşturuldu ve ülke çapında harita üretimine başlandı.
1910 İlk birinci derece nirengi ağı çalışmaları Bakırköy-Adapazarı arasında başladı
1916 Harita Alım ve Çizim Okulu açıldı
1918 Milli Savunma Bakanlığına bağlı Harita Dairesi kuruldu
1924 Tapu Umum Müdürlüğü kuruldu ve cumhuriyetten sonraki ilk kadastro çalışmaları 474 sayılı Yasa ile başladı.
1925 Harita Genel Müdürlüğü Kanunu kabul edildi.
1926 İlk fotogrametrik çalışmalara başlandı.
1929 İlk yersel fotogrametri kıymetlendirmesi yapıldı.
1930 Yapımına 1911 yılında başlanan Türkiye’nin 1/ 200 000 ölçekli istikşaf haritaları tamamlandı.
1932 İlk hava fotoğraf alımları yapıldı.
1940 Harita yapımında tamamen havai fotogrametri yöntemine geçildi.
1945 1/ 5 000 ölçekli haritaların yapımına başlandı.
1949 İlk olarak Yıldız Teknik Okulunda (YTÜ) Harita ve Kadastro Mühendisliği bölümü açılarak haritacılık öğrenimine başlandı.
1953 Birinci derece nirengi ağı çalışmaları tamamlandı.
1954 Harita ve Kadastro Mühendisleri Odası Kuruldu
1955 Kadastro ölçmelerinde fotogrametrik yöntem uygulanmaya başlandı.
1956 Kartografyada kuşe tersim yöntemi yerini mylar kazıma yöntemine bıraktı.
1960 Türkiye Temel Gravite Ağı (TTGA) oluşturuldu.
1963 Fotogrametride havai nirengi uygulaması başladı.
1969 Kabartma Harita Şubesi kuruldu.
1970 Türkiye Düşey Kontrol Ağı (TUDKA)’nın 1936 yılında başlatılan ilk faz ölçüleri tamamlandı.
1972 Yapımına 1909 yılında Bakırköy paftası ile başlanan tüm ülkenin 5547 adet 1/ 25 000 ölçekli paftaları tamamlandı.
1983 İlk ortofoto harita üretimi gerçekleştirildi.
1989 Uydu görüntüsünden yararla ilk harita üretildi.
1994 Kinematik GPS uygulamalarına başlandı
1995 Sayısal fotogrametri uygulamalarına başlandı.
1995 Türkiye’de coğrafi bilgi sistemi uygulamasına ilk örnek İTÜ-Ayazağa Yerleşkesi Bilgi Sistemi üretildi.
1999 İlk 1/ 25 000 ölçekli kartografik vektör harita (İZMİR L18-a3) üretimi sayısal olarak gerçekleştirildi.
1999 Türkiye Temel GPS Ağı -1999 (TTGA-99) kuruldu.
2000 Kabartma harita kalıpları bilgisayar destekli olarak üretilmeye başlandı.
2000 Tapu Kadastro Genel Müdürlüğünce TAKBİS projesi hayata geçirildi.
2003 Haritalarda kullanılan Avrupa Datumu 1950 (ED-50) jeodezik sistemi terk edilerek, Dünya Jeodezik Sistemi-1984 (WGS-84)’in uygulanmasına başlandı.
2005 Bilgisayar destekli genelleştirme yöntemi ile ilk 1/ 100 000 ölçekli Balıkesir İ19 paftası üretildi.
2005 Türkiye Ulusal Coğrafi Bilgi Sistemi oluşturma çalışmaları kapsamında EYLEM-47 projesi tamamlandı.
2006 Türkiye Ulusal Coğrafi Bilgi Sistemi oluşturma çalışmaları kapsamında EYLEM-36 projesi tamamlandı.
Türkiye’nin AB’ye girmeye hazırlandığı bu yüzyılda kendisini AB normlarına yükseltmek isteyen tüm kamu kurum ve kuruluşları gibi Türk haritacılığının ilgili kuruluşları da en kısa sürede bu normlara ulaşma gayreti içersindedir. Haritacılık tarihi sayfalarında kendine iyi bir yer edinen Türk haritacılığı, bugün dünyada gelişmiş ülkelerin sahip olduğu seviyeye yakın bir konumda varlığını devam ettirmektedir.
Önemli Türk Haritacıları
Ali Macar Reis
Ali Macar Reis bilindiği kadarıyla ilk Türk Atlasını yapan kişidir. Bu nedenle yapılan atlas çalışması ona ithaf edilmiştir. 7 haritadan oluşan Ali Macar Reis Atlası bugün Topkapı Sarayı’nda sergilenmektedir.osmanlı denız harıtacısı olarakta bılınır.. atlasta yer alan yedi harita :
1. Azak denizi, Karadeniz ve Marmara sahil kent ve limanlar
2. Akdeniz, Eğe denizi, Mora yarım adası, Adriyatik sahilleri, Anadolu'nun bazı sahil kentleri
3. Akdeniz, İtalya, Adriyatik sahilleri, Kuzey Afrika
4. Batı Akdeniz, İberik yarımadası, Gaskonya körfezi, Kuzey Afrika
5. İngiltere, İskoçya, Almanya sahilleri
6. İstanbul Boğazı, Girit adası bir kısmı, Ege denizi, Adriyatik sahilleri
7. Dünya haritası (Avusturalya yok)
Kaşgarlı Mahmut
Kaşgarlı Mahmud’un ünlü eserinin tam adı: Kitabu Dîvânü Lûgati’t-Türk’tür. Araplara Türkçeyi öğretmek ve Türkçenin Arapça kadar zengin bir dil olduğunu göstermek amacıyla yazılmıştır.Dîvânü Lugati’t-Türk; bir sözlük olmakla birlikte, Türk milletinin yüceliğini de anlatan bir âbide eserdir. Sekiz bölümden oluşur. Bölümler ve sıralamalar Arap alfabesindeki harflere göredir. Kitapta yaklaşık 8.000 kelime vardır. Kelimelerin anlamlarının iyi anlaşılması için deyimlerden, atasözlerinden ve şiirlerden, hattâ bâzı Âyet ve Hadis-i Şerif’lerden örnekler verilmiştir. Bu yönüyle eser, bir kültür hâzinesi değerine kavuşturulmuştur. Eserde yer alan harita ise, Türk Dünyası ile ilgili olarak yayınlanan ilk haritadır. Haritada; dağlar kırmızı, denizler yeşil, ırmaklar mâvi, kumluk alanlar sarı renkle gösterilmiştir. Türkler’in oturdukları bölgeler ve komşularının isimleri özenle belirtilmiştir. Eser, güneşle birlikte, kültürün de doğudan dünyayı sardığının önemli bir göstergesidir. Dîvânü Lugati’t-Türk, Türk milletinin yalnız savaş meydanlarında değil, kültürel alanlarda da önder, öncü ve örnek olduğunu gösteren bir âbidedir.
Piri Reis
Türk Amirali Piri Reis (1470-1554), Osmanlı Donanması amirallerinden Kemal Reis’in kardeşinin oğludur. Piri, amcası ile birlikte bir dizi deniz savaşına katılmış, deniz navigasyonunun vazgeçilmez aracı olan haritalar ve haritacılık ile ilgilenmiştir. Piri Reis’in bugüne ulaşmış üç adet eseri bilinmektedir. 1923 yılından sonra başlayan yeniliklere paralel olarak müzecilik alanında da atılımlar başlamıştır. Topkapı Sarayı’nın düzenlenmesi sırasında Milli Müzeler Müdürü Halil Erdem’in bulduğu bir Atlantik Haritası Alman bilimci Paul Kahle tarafından incelenmiştir. Kahle tarafından yapılan araştırmalar ile harita bilim dünyasına tanıtılmış, bu çerçevede Türk tarihçileri Afet İnan ve İbrahim Hakkı Konyalı da özellikle haritanın nasıl üretildiği konusunda araştırmalar yapmışlardır. Daha sonraki yıllarda haritaya olan ilgi giderek artmış, yabancı bilim adamları harita ile ilgilenmiş, Piri Reis adına sempozyumlar düzenlenmiş, Erik Von Daniken’in “Tanrıların Arabaları” isimli kitabındaki iddialar ile harita tüm dünya kamuoyuna mal edilmiştir. Araştırmacılar 1513 tarihli Atlantik Haritası ve Kuzey Atlantik Haritasının Piri Reis’in çoğu parçaları kaybolan Dünya Haritasının birer parçası olduklarına inanmaktadırlar. İTÜ Jeodezi ve Fotogrametri Mühendisliği Bölümü Başkanı ve Kartografya Anabilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Doğan UÇAR’ın da yaptığı çalışmalar neticesindeki sonuçlar da bu doğrultudadır. 21 parçadan meydana gelen bu haritanın 65x90 cm’lik bir paftası Topkapı müzesindedir. Colombus’un 1489 tarihli bir haritasından da yararlandığını haritasının üzerine yazan Piri Reis'in bu tarihte Amerika içlerini ve güney kutbundaki dağları da gösteren bu haritayı nasıl yaptığı bilim adamlarınca merak konusu olmuştur. Ayrıca "Hadikat'ül Bahriye", "Netayic'ül-Efkar fi Cezayir'ül Bihar", “Bilad'ül- Aminat” ve harita yapımıyla ilgili "Eşkalname" (o zamanlar haritaya eşkal deniliyordu) adında bir bilim kitabı ile 1528 tarihini taşıyan "Hint Denizi Haritası" gibi yapıtları İstanbul Deniz Müzesindedir. Piri Reis Hürmüz kalesi kuşatmasında uğradığı bir iftira sebebi ile 1554 de idam edilmiştir.
Piri Reis’in harita çizme merakı artarak devam etmiş, Akdeniz ve Ege Denizi limanlarına ve adalarına ilişkin tuttuğu krokileri kullanarak Osmanlı donanmasının hakim olduğu denizlere ait "Kitabı Bahriye" isimli eserinde çeşitli liman, koy, körfez, kıyı, kale vb. yerlere ait haritalar ile bu denizlerdeki gemiciliğe ait akıntılar, sığ yerler, tehlikeli kayalık yerlere ait bilgileri de vermiştir
Matrakçı Nasuh
(Ölümü 1533) haritacı anlayışı minyatüre uygulayan ilk ressamdır. Sopa veya demirci çekici ile yapılan ve bir çeşit harp oyunu olan matrak (Mitrak) oyunu mucididir. Menazil (Hedefler) isimli yapıtında 16. yüzyılda yapılmış Anadolu atlası vardır."Umdet'ül-Hisab" (Hesabın ilkeleri) isminde bir yapıtı (1517) ve "Beyan-menazil-i sefer-i Irakeyn" ismindeki kitabında Kanuni'nin 1534 de Irak seferine katılarak İstanbul-Tebriz-Bağdat-Tebriz-Diyarbakır-Halep-İstanbul geçkisi üzerinde fethedilen yerleri, kaleleri isim ve güzel haritalarla anlatır.
El İstahri
(Ebu İshak İbrahim bin Muhammed el Farisi el İstahri)
(15. yüzyıl), "Kitab al masalik val mamalik" (Masallar ve Ülkeler) isimli yapıtında dünyanın çeşitli yerlerine ait 20 harita vardır. Bu kitap yaklaşık 1460 yıllarında Karakoyunlu Türkmen imparatorluğu Şehzadesi Pir Budak zamanında yazılmıştır.
Seydi Ali Reis
Kanuni Sultan Süleyman saltanatı sıralarında devlet hizmetine giren Sinop'lu bir aileye mensup sonradan Amiral olan SEYDİ ALİ REİS, (? -1563) deniz astronomisini ve deniz coğrafyasını çok iyi bilen bir bilgindi. Piri Reis'in donanmasını Basra'dan Süveyş'e getirme görevi verildi 64). Ancak bazı nedenlerden dolayı dört yıllık (1553-57) uzun ve maceralı bir yolculuktan sonra Edirne'ye dönebilmiştir. Bu seyahatı Bursa-Konya-Kayseri-Halep-Urfa-Musul-Bağdat-Basra-Hürmüz Boğazı -Ahmadabad-Delhi -Lahor-Kabil-Semerkand- Buhara- Farab -Merv- Tus -Nişabür -Bağdat- Musul- Mardin- Diyarbakır- Sıvas-Ankara-İstanbul-Edirne geçkisini izleyerek Arapça ve Farsçadan yaptığı derlemelerle "Miratül Memalik" (Ülkelerin aynası) adlı yapıtı yazmıştır. Bu kitap 1815 de Almancaya, 1826 da Fransızcaya, 1899 da İngilizceye, 1963 de Rusçaya çevrilmiştir. 1554 de Ahmedabad'ta yazdığı "Mohit" (Okyanus) çeşitli batı dillerine çevrilmiştir66). 10 bölümlük bu kitapta yön bulma, azimut ve yıldızların yüksekliklerinin hesabı, zaman hesabı, takvim, güneş ve Ay'a bağlı tanımlanan yıllar, denizcilikte önemli bazı yıldızların doğmaları, batmaları ve adları, ünlü limanlarla adaların enlemleri, astronomiye ait bilgiler ve bazı limanların arasındaki uzaklıklar, Hind Okyanusundaki adalar, kıyılar, rüzgarlar, ünlü limanlar ve topografik coğrafya konularını içermektedir. Bir başka yapıtı "Mirat-ül Kainat (Kainatın aynası)67) kitabı da Farsça ve Arapça bir çok kitaplardan derlenmiş olup bir çok astronomi aletinin tanımı ve kullanılışı, güneşin yüksekliği, yıldızların konumu, kıble, öğle zamanı saptanması, nehir genişliği saptanması, rubu tahtası ve usturlab'ın yapım ve kullanılışı konularını içermektedir.
1549 da Halep'te Ali Kuşçu'nun astronomi ile ilgili Fethiye yapıtının Türkçesine bazı ilaveler koyarak "Hülaset'el-Haya" ismini vermiştir 68). Seydi Ali Reis yerin yuvarlak olduğunu, dağların yüksekliğinin yerin yuvarlaklığını bozmayacağını söylemiş ve yer yarıçapının 1545 fersah olduğunu yazmış, ağır cisimlerin yerin merkezine doğru düştüklerini eklemiştir. Ancak yerin günlük hareketini kabul etmediğini göstermek için de o zamana kadar ileri sürülen kanıtları açıklamıştır.
Mehmet Aşık
Büyük Türk gezgincilerinden Mehmet Işık (1555-?) 21 yaşında geziye çıkarak 25 yıl içinde bir çok ülke gezmiş ve gezi notları 1595 de "Menazır-ül Avalim" (Dünyanın görünümü) adıyla basılmıştır.
Mehmet Reis
1590 da Menemenli Mehmet Reis'in çizdiği bir Akdeniz haritası Venedik'te Correr müzesindedir. Benzer şekilde 16. yüzyılda Tunus'lu Hacı Ahmed'in Dünya haritası Venedik'te San Marco kütüphanesindedir.
Katip Çelebi
Arapça ve Farsçayı çok iyi bilen ve tarih, coğrafya, bibliyografya ve toplum bilimi alanlarında 27 yapıtı bulunan Katip Çelebi (1609-1657) Girit seferi dolayısı ile (1645-46) haritaların nasıl yapıldığını öğrendi. En önemli yapıtı "Cihannüma" (Dünyayı gösteren) coğrafya alanında doğu görüşten batı görüşe geçişte bir dönüm noktasıdır. Beş haritalı, 75 sayfa olan ve 1648 de yazılmağa başlanan bu kitapta Dünyanın yuvarlaklığı üstüne kanıtlar verildikten sonra Japonya'dan Erzurum ve Irak'a kadar ülkelerin coğrafyasını, kısa tarihini, bitki ve hayvanlar alemini anlatmaktadır. "Keşf-üz-Zunun" (sanıların keşfi) isimli kitabı da ünlüdür. 1727 de basımevinin icadından hemen sonra 1732 de basılan bu kitap çeşitli dillere çevrilmiştir. Katip Çelebinin bundan başka "Kozmoğrafya" adında bir kitabı daha vardır. İstanbul'da ilk defa pusula sapmasını belirlemiştir.
Türk Haritacılık Tarihi | Ekleyen: Zeus | Tarih: 14-Oct-2011 16:48. | Bu yazı 11653 kez okundu..
Türk Haritacılık Tarihi ile ilgili diğer yazılar..
-
# Atatürkün Spor ve Sporcular Hakkında Söylediği Sözler
1. Ben sporcunun zeki, çevik ve aynı zamanda ahlaklısını severim. 2. Spor yalnız beden kabiliyetinin bir üstünlüğü sayılmaz. İdrak ve ahlâk da bu işe yardım eder. Zekâ ve kavrayışı kısa olan kuvvet...Devamını Oku 2011-10-12 14:16:53
-
# Türkiye Nüfus Özellikleri
—Nüfus artışı yüksektir —Genç nüfus fazladır. —Aktif nüfus fazladır.(çalışabilecek nüfus). Çalışma çağındaki nüfustur. Çalışan nüfus ya da faal nüfus da denir. —İşsizlik oranı fazladır. —Sağlık, e...Devamını Oku 2011-11-17 23:55:44
-
# Atatürk İlkeleri
A) Temel İlkeler : 1 - Cumhuriyetçilik 2 - Milliyetçilik 3 - Halkçılık 4 - Laiklik 5 - Devletçilik 6 - İnkilapçılık B) Bütünleyici İlkeler : 1 - Ulusal egemenlik (Cumhuriyetçilik – Ege...Devamını Oku 2011-10-06 16:00:19
-
# Türk Kültürünün Özellikleri
Türk Kültürü (Özet) Türk kültürü çok eski ve köklü bir kültürdür. Türk kültürü hem göçebe hem de yerleşik özellikler taşır. Türk kültürü karasal özelliklerin etkisinde kalmıştır. Türk kültürü, yayı...Devamını Oku 2011-12-17 11:12:27
-
# Türk Edebiyat Tarihi
Türk Edebiyatı, Türklerin dâhil oldukları üç medeniyet ve kültür dairesine paralel olarak üç safhada incelenmektedir. 1. İslâmiyet’ten Önceki Türk Edebiyatı, 2. İslâmî Devir Türk Edebiyatı, ...Devamını Oku 2011-10-06 14:28:00
-
# Atatürkün Hayatını Anlatan Şiirler
Bir Önder Doğuyor Yıl 1881, pembe boyalı bir ev. O evde bir önder doğuyor. O evde bir milletin kaderi değişiyor. Mustafa doğuyor. Mahalle mektebini ister mi Mustafa? Şemsi Efendi İlkokuluna gi...Devamını Oku 2011-10-24 10:28:37
Türk Haritacılık Tarihi Resimleri

Türk Haritacılık Tarihi Yorumları
Gönderen | Başlık |
---|---|
zeus | Tarih: 16:47:45 10.14.2011 Güncelleme: 16:48:56 10.14.2011 |
Webmaster ![]() ![]() Tarih: 02.24.2005 Nereden: antalya Gönderiler: 1338 |
Türk HaritacılığıTürk hantacılığının ilk evrelerine 15. Yüzyılın ortalarında rastlanır. Deniz ya da. portolon haritaları olarak yapılan bu eserler, seyahatlar sırasında gözlemlerle toplaman bilgilere dayanmaktadır. Bilinebilen ilk harita, Trabulusgarp’lı İbrahim Reis’in 1462 yılında ceylan derisi üzerine çizilmiş olan Akdeniz haritası dır. Harita, İstanbul Deniz Müzesi’nde bulunmaktadır. Türk denizcisi ve haritacısı Piri Reis’in 1513 yılında ceylan derisi üzerine çizdİği ve halen Topkapı Müzesi’nde bulunan haritası Amerika, Afrika ve Atlas Oıkyanusu’nu ayrıntılı biçimde gösteren çok değerli bir eserdir.
Pin Reis tarafından l5l9 yılında yazılarak, zamanın Padişahı Kanuni Sultan Süleyman’a sunulan ‘Kitab-ı Bahriye’ (Denizcilik Kitabi) isimli eser, Akdeniz limanları hakkında ayrıntılı bilgi veren bir denizci kl.avuzu olduğu kadar, içinde bulunan harita ve krokilerle de değerli bir harita albümüdür. 16. yüzyıl Türk haritacılığında önemli bir yeri olan Se.ydi Ali Reis’in Basra Körfezi ve Hint Denizi haritalarını da içine alan Mirat-ul Kainat” isimli eseri, zamanın değerli kaynak eseri olarak bilinmektedir 1567-1568 yıllarında hazırlandığı bilinen Ali Macar Reis Atlası da bugüne kadar gelebilmiş ünlü eserler arasındadır. Bu dönemin kara haıltacılığına bir örnek olarak Nasuh Şalahi’nin (Nasuhi Matarakçı) “Beyan-ı Menazil-l Seferi lrakeyn” isimli eserinde yer alan haritalar gösterilebilir. Nasuh Salahi 16 Yüzyılda yaşamış, saray mensubu bir bilgindir. Bu dönemde kartoğraflara "Çap Növis" adı verilmekteydi; Nasuh Salahi de bu yeteneği dolayısıyla "Çap Növis” olarak bilinmektedir. Bu değerli bilgin Kanuni ile birlikte katıldığı Bağdat seferinde yoi boyunca kullanılan kpnaklama yerlerinin, yoların, köprülerin ve yerleşim merkezlerinin haritalarını yaparak bunları bir kitap haline getirmiştir. Eser "Anadolu Atlası" olarak da bilinir. 17. ve 18. yüzyıllarda önemli sayılabilecek hantacılık çalışmaları görülmemektedir. Su yolları haritaları. bazı kentlere ait haritalar ve özellikle Fransızlar tarafından yapılan atlasların tercümeleri. rastlanan örnekler olarak söylenebilir. Matbaanın Türkiye’ye girmesinden sonra ilk Türkçe atlas, Müderris Abdurrahman Efendi tarafından 1803 yılında basılan "Darüt-Tabaati’I Amiıre” adını taşımaktadır. Bilimsel temellere dayalı ilk harita çalışmaları Avrupa’da 17. yüzyılda başlarken, bu alandaki faaliyetlerin Türkiye’de ve Türk uzmanlar tarafından uygulanışı oldukça uzun bir.zamanda gerçekleşebilmiştir. 1795 yılında İstanbul’da kurulan Mühendishane-l Bernii Humayun (Topçu Harp Okulu)’dan yetişen subaylar bilimsel ilkelere uygun olarak hantacılık çalışmalarına başlayabiimişlerdir. Bu okuldan yetişenler yabancı uzmanlarla ortaklaşa çalışarak 1823-1845 yılları arasında Karadeniz ve Marmara sahillerinin haritalarını içeren ve uzun yıllar, özellikle denizcilerin yararlandığı “Maımara Klavuzu” mu yapmışlardır. Mühendis okulundan yetişen uzmanlarıı bilgilerini artırmak için öğretim programları geliştirilirken, bir yandan da haritacılık konusunda öğrenim yapmak üzere Fransa’ya subaylar gönderilmiştir. Modern Türk haritacılığının kurucusu olarak bilinen M. Şevki Paşa (1866-1927) Fransa’ya gönderilen (1890) subaylardandır. 1895 yılında Fransız harita uzmanı Defforges’in yönetiminde ve Türk haritacılardan oluşan “Harita Komisyonu” kurulmuştur. Bu komisyon 1896 tarihinde Eskişehir civarında 7235.52 m uzunluğunda bir baz ölçüsüyle, nirengiye dayalı ilk hanita yapım çalı;malarına başlamış; bölgede coğrafi koordinat tayini ve sarkaç yardımıyla da gravte tayinini gerçekleştirmişlerdir. Ayrıca, aynı komisyon 1/50000 ölçekli iki paftaluı alan ile Eskişehir’in 1/10000 ölçekli hantalarını da yapmıştır. 19. yüzyılın ortalarında, 1843-1845 yıllarında, Alman coğrafyacısı ve kartografı Heinrich Kiepert, denlediğ bilgilerle 1/1 000000 ölçekli Anadolu Haritasını yapmayı başarmıştır. Daha sonraarı, 1877 de Doğu Anadolu’nun bir kısmını içine alan 1/400000 ölçekli hanitalaın yapımına geçilmiştir. Ancak Kiepent’in 1899 da olümu üzerine oğlu Richart Kiejert, Anadolu’nun geri kalan kısımlarının 1/400000 ölçekli hanitalanını tamamlamış ıe yayımlamıştır. "Kiepert Haritaları” olarak bilinen 24 paftalık bu seri, hatalı )lmalarına karşın uzun süre kullanılabilmiştin. Kıepent hanitalarından başka Rusar tarafından yapılan, Doğu Anadolu, Trakya ve Rumelı yörelenini kapsayan 1/21)000 ölçekli hanitalardan da uzun yıllar yararlanılmıştır Ancak yabancılar tarafından yapılmış bulunan bu haritalar, özellikle yükseklıkierde büyük hataların bulunması nedeniyle, önemli çalışmalarda yeterli olamamıştır. M.Şevki Paşa’nın yöne.minde çalışmalarını sürdüren Harita Komisyonu, 1911 yılında 1/200000 ölçekliye Bonne projeksiyon sistemindeki hantaların yapımına başlamıştır. 124 paftalık bu seri ancak 1929 yılında tamamlanabilmiştir. Bonne projeksiyonunda, Ayasofya kubbesinin aleminden geçen meridyen doğrultusu başlangıç mendyeni, 41 kuzey paraleli de teğet paralel olarak alınmıştır. 1/200000 ölçekli hantalalan küçültme yoluyla ve aynı projeksiyon sisteminde 1/800000 ölçekli hanitala’ türetilmiştir. Aynı haritalar kullanılarak 1946 yılında Gauss-Krüger projeksiyoı sisteminde 1/500000 ölçekli hipsometrik haritalar da yapılmıştır. 1925 yılında 657 Sayılı yasa ile “Harita Genel Mudürluğü” (halen Harita Genel Komutanlığı) ismiyle yeniden örgütlenen Hariita Komisyonu 1/25000 ölçekli ülke temel hanitalarının yapııını da planlamıştır. Önceleri Clark Elipsoidi üzerinde ve Bonne projeksiyon yöntemine göre başlayan çalışmalar; hanita faaliyetlerini organize etmek üzere 1932-1934 yıllarında Türkiye’ye çağrılan Alman Profesör H.Boltz’un önerilerine uyularak, Entemasyonal Elipsoid boyutlannda ve Gauss-Krüger projeksiyon yönteminde sürdürülmüştür. Grad bölümlü ve gereksinimlere göre değişik başiangıçlarla yapılan bu haritaların, 1946 yılında alınan bir kararla, 6 derecelik UTM projeksiyon ilkelerine göre yapılmasına geçilmiş ve çalışmalar izleyen yıllarda bu biçimde yürütülmüştür. Türkiye’nin 1/25000 ölçekli temel haritaları, fotogrametrik yöntem uygulanarak tamamlanmış, bunlara dayalı olarak da 1/50000, 1/100000 ve 1/250000 ölçekli haritalar üretilmiştir. Türk deniz haritacılığında ilk eserlere 15. yüzyılın ikinci yarısında rastlanır. Ancak Türklerin Selçuklular döneminde denize açılmış oldukları düşünülürse, o tarihlerde denizleıle ilgili geniş bilgi edinmiş oldukları söylenebilir. Ibrahim Reis’in, Piri Reis’in ünlü eserlerinden sonra Seydi Ali Reis’in 16. yüzyıl ortalarında maceralı bir yolculuk sonunda yazdığı “Mir’atül Kainat”, “Muhit”, “Mir’atül Memalik”, “Hülasatül-Hey’a fi Tercüme-i Risaletül Fethiyye” gibi değerli eserlerin, Türtk denizciliğinin gelişmesine önemli katkıları olmuştur. Halen Topkapı müzesinde bulunan Ali Macar Reis’in ünlü atlasında 6 tane deniz haritası bulunmaktadır. Bu değerli eserlerden sonra yaklaşık 250 yıllık zaman kesiminde, deniz haritacılığına ilişkin önemli atılımlara rastlanamamaktadır. 18. yüzyılın sonlarında ise Deniz Harp Okulu’nun açılmasıyla, deniz hantacılığında bilimsel çalışmaların sonucu, ilk deniz haritası 1830 yılında, Heybeliada Deniz Harp Okulu’nda basılan, “Karadeniz Haritası” olmuştur. 1900 ve 1901 yıllarında İngiltere’ye gönderilen genç deniz subayları, deniz haritalarının yapımına ilişkin teorik ve uygulamalı bilgiler edinmişİer ve yurda döndüklerinde bakır grave yöntemiyle Istanbul’da deniz haritalan basmaya başlam ışlardır. Bu haritalar, Ingilizlerin ADMIRALTY deniz hatitaiarınırı tercümesi biçiminde yapılmış, deniz ölçmeleriııe ilişkin bir faaliyete bu dönemde geçilememiştir. 1909 yılında, sonraları "Seyir Hidrografi ve Oşinografi Dairesi” adıyla deniz haritacılığında değerli hizmetler verecek olan kuruluşun ilk çekirdeği, ordu içinde bir şube olarak göreve başlamiştır. Zamanla gelişen kuruluş, 1950 yılında bügünkü yapısına kavuşturulmuştur. Günümüzde. Seyir Hidrografi ve Oşinografi Daıresi, modern araç ve gererçlerte. dünya standaı-tlanna uygun. orijinal ölçmelere dayalı deniz haritalannı üretmektedir Haritanın yurt savunmasındaki önem; nedeniyle, bu alandaki çalışmalar, diğer ülkelerde olduğu gibi Türkiye’de de askeri kuruluşlar tarafından yürütülmüştür. 20. yüzyılın getirdiği ekonomik ve teknik gelişmeler, sivil hizmetlerde de hantanın önemini ortaya çıkarmıştır. Her türlü mühendislik projelerinin alt yapısını oluşturan harita isteği, askeri aınaç~ı ü1e haıitalanyla karşılanmaya çalışılmış; ancak daha büyük ölçekli ve değişik anaçlı Iıaritaların yapımına gereksinme duyulması, sivil kuruluşlarda da harkactltk çaiışmalannı zorunlu hale getirmiştir. Ozellikle kadastro çalışmalan Ikincı Meşnıtiyet’ın ilanından sonra, 1908 yılında başlamıştır. Konya ovasında kurulan t~r triyangülasyon ağına bağlı olarak kadastro planları yapılmıştır. 1915 yılında Alman uzman Krayer’in yönetiminde, Istanbul’un bir kısım yerinde kadastro çatışmalarına baştanılmıştır. Birinci Dünya Savaşı’nın zorlayıcı koşulları altında, bu çalışmalar fazla sürdürülememiştir. Cumhuriyetin ilanından sonra 1925 yılında 658 SayılıYasa ile “Tapu Müdüriyeti Umumiyesi” (Tapu ve Kadastro Genel Müdürlüğü) ne bağlı bir “Kadastro” örgütü kurularak çalışmalara başlanmıştır. Çalışmalar, Türk hantacılık tarihinde modern kadastronun kurucu5u olarak bilinen Halit Ziya Türkkan (1866-1966)’ın yönetiminde başlatılrmştı r. Gerekli personelin yetiştirilmesi amacıyla, o tarihlerde, yüksek dereceli birKadastro Okulu açılarak öğretime başlamıştır. Bu okulun yapısı daha sonralari, oaa dereceli öğretim yapacak biçimde. değiştirilmiştir. Kadastro hizmetleri, tekniğin sağladığı araç ve gereçlerle, günümüzde büyük bir hızla sürdürülmektedir. il, ilçe, belde ve köylerin değişik ölçekli kadastro planlarının yanı sıra, diğer kuruluşların proje çalışmalarında kullanılan, 1/5000 ölçekli. değiştirilmiş JTM projeksiyon sisteminde ve fotogrametrik yöntemle topoğrafik ve Topoğrafik-Kadastral-Stanldart haritaların üretimi de 1950 yılından beri devam etmektedir. Bu haritalar, Harita Genel Komutanlığı ile Tapu ve Kadastro Genel Müdürlüğünün ortak çalışmaları ile yürütülmektedir. Kentlerin imar planı, eleitrik, su, kanalizasyon gibi alt yapı projelerinde kullanılmak üzere, büyük ölçekli h~rita çalışmaları da yapılmaktadır. İlk kent haritası 1910 yılında İstanbul’da ya~lmıştır. Çalışmalara bir Fransız firması başlamış, ancak işler sonradan bir Almm firmasına devredilmiş; daha sonra da bir Türk yüklenici tarafından işler tamamhnmıştır. İstanbul’un bu ilk haritası “Alman Haritası” olarak bilinir. Kent haritaları yerel ymetimler ya da onlar adına İller Bankası Genel Müdürlüğü Harita Dairesi Başkanlığı tarafından yükleniciler eliyle yaptırılmaktadır. Üretilen haritaların temel ölçep 1/1000 dir. Kentin durumuna göre bu haritalardan 1/2000 ya da 1/5000 ölçekli iıçültülmüş haritalar da türetilmektedir. 1974 yılına kadar kadastro ve kent durum haritaları ayrı Teknik Yönetmelik’lere göre yapılmaktaydı. 1974 tarihinde yürürlüğe giren ve zaman zaman değişikliğe uğrayan Teknik Yönemelik’le haritaların yapımında standart birliği sağlanmış, büyük ölçekli haritalar, belirtilen tarihten beri aynı standartlarda üretilmeye başlanmışttr. Harita Genel Komutanlığı, Tapu ve Kadastro Genel Müdürlüğü ve İller Bankası Genel Müdürlüğü gibi harita yapmakla görevli kuruluşların yanı sıra Karayolları, Genel Müdürlüğü, Devlet Su İşleri Genel Müdürlüğü gibi sayılabilecek kamu kuruluşları, hizmetlerinin gereği olan büyük ölçekli etüt ve aplikasyon haritalarını kendi olanaklarıyla ya da yüklenici eliyle yapabilmektedirler. |
![]() |
Türk Haritacılık Tarihi Videoları
Henüz bu yazıya eklenmiş video bulunmamaktadır.

Sonuc : 1 adet ilgili resim bulundu..
» Reklamlar |
|