Â
yastığımda son uyuyan
pencere lambasının ışığını yakalar
alkol sisleri arasından.
itin tekiydim, rüzgâr
gözün görebildiği çimen yapraklarını salladığında
sallanan erdemli kiÅŸiydim
ve sen
rahibelerin Tanrı'nın cüppelerinden
Las Cruces kumunu silkeleyiÅŸini seyreden
manastır kızıydın
sen
dünün buketisin
büyük kederle yağmalanan,
ellerim aşka uzanırken
ekmek gaz
ve sefalet kokan bu ucuz Hollywood dairesinde
öpüyorum yoksul göğüslerini
anımsanan yollardan geçiyoruz
yüzlerce ayak, 50 aşk
ve 20 yılla düzlenmiş
aynı eski basamaklar
ve küçücük bir yaz veriliyor bize
sonra
tekrar kış geliyor
yerde kıpırdanıyorsun bir taraftan diğerine
ağır tuhaf bir şey misali,
tuvaletin sifonu çekiliyor, köpeğin biri havlıyor
bir arabanın kapısı çarpılıyor...
kaçınılmaz bir biçimde uzaklaşıyor
sanki herşey, bir sigara yakıp
bütün belaların
en eskisini bekliyorum.
Â
(Bukowski)
Favorilerinize ekleyin
Bunu e-posta ile gönder
Okuma: 517
Cevaplar (0)

Cevap yaz