Çev. Yalçın Onur
Libération, Mayıs 1987, Özel Sayı
JOHN HUSTON: Niçin olmasın!
ROBERT ALTMAN: Bu benim iÅŸim. Sorunun da çok aptalca olduÄŸunu düÅŸünüyorum. İçimden cevaplamak gelmiyor.
ROBERT BENTON: YaÅŸamımı baÅŸka türlü kazanmayı hiç beceremedim. Ama yapabilseydim de, baÅŸka bir ÅŸeyle uÄŸraÅŸmayı denemek istemezdim. Film çekmek, rüyalar aleminde yaÅŸamak için para almak gibi bir ÅŸeydir. Bundan daha güzel bir ÅŸey olmadığı için film çektim.
JOHN CARPENTER: Gerçekten baÅŸka seçeneÄŸim olmadığı için film çektim. Beni, iç dünyamı sinema yoluyla ifade etmeye iten bir güç var.
FRANCIS FORD COPPOLA: BaÅŸka filmler yapabilmek, bu arada da çektiÄŸim filmlerin biriken borçlarını ödemek için film çekiyorum.
JONATHAN DEMME: Temel saplantılarımı, seslere ve görüntülere olan engellenemez bağımlılığımı film çekerek tatmin ediyorum. İnsan iliÅŸkileriyle mucizeler yaratıp, hayatta kalabilmek için gerekli olan temel gereksinimlerimi karşılamamı saÄŸlıyor.
SYDNEY POLLACK: Yanıtını bilmediÄŸim bir sorunun iki ayrı nok-tasından hareket edip, cevaba ulaÅŸmayı deneyerek film çekmeye baÅŸladım.Yani gerçeÄŸi bir yandan olaylardan yola çıkarak yakalamak ve bir de düÅŸlediÄŸiniz gerçeÄŸi yakalamak. Bunu iyi becerirseniz, her iki gerçeÄŸi de yakalarsınız.
MARTIN SCORSESE: En eski hatıralarım arasında ailemle sinemadan çıkışım vardır. Sinemaya giriÅŸte ayağınızı bastığınız o yumuÅŸak halı, koltuklar, büfeden gelen güzel kokular ve tabii ki ekranın büyüsü... Kendimi güvende hissettiÄŸim, düÅŸ kurabildiÄŸim bir yer. O dönemde sinema bana ailemden bile daha yakındı. Sanırım bendeki bu film çekme dürtüsü, tüm yeniden canlanan tüm bu hatıraların etkisi sayesinde ve onlardan aldığım ilhamla düÅŸ kurabilmem sayesinde ortaya çıktı. Film çekmemin sebebi belki de bu kadar basittir. Kimbilir, belki baÅŸka sebepleri de vardır.
ÇoÄŸu zaman resim yapmak zorunda kalsaydım, gitar çalsaydım ya da ölüleri diriltebilseydim diye düÅŸünürüm. Åžüphesiz o zaman kendimi çok daha fazla tatmin etmiÅŸ olurdum. Tıpkı film karelerini birbiri arkasına ekleyen ve onları izlemekten çok büyük bir zevk alan bir bağımlı gibi. Bu düÅŸünce beni her zaman çok etkilemiÅŸtir.
OLİVER STONE:
1- Çünkü bu, benim etrafımı çevreleyen ve içeri-sinde yaÅŸadığım dünyayı keÅŸfetme biçimim.
2- Çünkü bu yaptığım iÅŸ teknik ve artistik olanın görsel ve sözel olarak birleÅŸmesidir.
3- Çünkü bir film tüm dünyada izlenir. Bütün dillerde, bütün halklarca, göreceli olarak kısa bir zamanda...Yani filmin dünyasal bir etkisi vardır.
4-Çünkü tüm evren üzerinde sevgi,eÄŸitim ya da tanışıklık saÄŸlayan bir güç olabilir.
5-Çünkü dünyada sevdiÄŸim her ÅŸeyin üzerindedir.
WOODY ALLEN: Filmlerin neden olduÄŸu problemler zaten zihnimi meÅŸgul ederek çok zamanımı alıyor ve bu durumda hayatın korkunç gerçekleriyle ilgili düÅŸünecek fazla vaktim olmuyor.
JİM JARMUSCH: EÄŸer gerçekten yukarıdan bizim davranışlarımızı izleyen uzaylılar varsa, yaptığımız en gülünç ÅŸeyin sinema olduÄŸunu düÅŸünüyorlardır. Öncelikle ışığın etkisiyle filmlere "hayatın yeniden yapılandırılması" gibi bir takım görüntüler kaydediliyor. Ardından bu malzeme birçok pahalı, karmaşık ve kullanılamaz makineler marifetiyle yeni bir sürece sokulup iÅŸleniyor. Son olarak da o malzeme yeniden iÅŸlenip büyük ve karanlık salonlarda bekleyen izleyicilere gene eski püskü bir makine yardımıyla sunularak bu "yaÅŸam taklidi" sahnelere tanıklık etmeleri saÄŸlanıyor.
Gerçekten ne diye sinema yaptığımı bilmiyorum!
DAVİD LYNCH: Bir dünya yaratmak ve deneyler yapabilmek için...
ELIA KAZAN: Çünkü bana göre filmler yaÅŸadığımız dünyanın dialogları gibidir.Hepimiz birbiri ardına bir ÅŸeyler söylüyoruz.
Zaman zaman benim de söyleyecek ÅŸeylerim oluyor ve bu sayede çıkıp lafımı ediyorum.
BLAKE EDWARS: YetiÅŸkin bir insan olduÄŸumdan bu yana ben de bu sorunun cevabını aramaktayım. Ama asla bulamadım. Kendimi memnun etmek için bu soruya cevap olarak, bu iÅŸi yapmayı çok sevdiÄŸim için ve eÄŸer yapmasaydım ÅŸu andaki gibi tamamen mutlu bir insan olamayacağım için film çekiyorum diyebilirim. Ve bir de ÅŸu ana kadarki faturalarımı ödemeye yarayan bir iÅŸ tabii ki. Bu sorunuza daha belirgin bir cevap isterseniz psikanalistimle konuÅŸun ve ne cevap verdiÄŸini bana da anlatın.
JAMES IVORY: Beni eÄŸlendirdiÄŸi için, yoksa dünyayı deÄŸiÅŸtirmek deÄŸil. Bazen bu iÅŸin kötü örneklerinin, bazı insanları eÄŸlendirdiÄŸi için. Sürekli film çekiyor olmamın nedeni bunun benim iÅŸim olması ve ÅŸu ana kadar asla baÅŸka bir iÅŸ sahibi olmamış olmam. BaÅŸka bir iÅŸ yaparak belki daha mutlu olabilir ya da o iÅŸi mutlu olmadan da yapabilirdim. Yazar ya da mimar olabilirdim ki bu iki meslek için de uygulamacının özel yeteneklere sahip olması gerekiyor. XVIII. Yüzyılın modasına göre bizim gibi eyleme yönelik insanların bir çok alanda faaliyet göstermesi gerekiyormuÅŸ -tarım, ÅŸiir, iÅŸ dünyası, politika-. Öyle sanıyorum ki günümüzde bu adamların yerini biz yönetmenler dolduruyoruz. (birisi yönetmenler için günümüzün çılgın imparatorları demiÅŸti)
Sinema yönetmeni olduÄŸumu düÅŸünüyorum, çünkü bu meslek sayesinde olgunluk çaÄŸlarınızda bile çocukluk fantezilerinizi ve o zamanların oyun oynama zevkini hayata geçirebiliyorsunuz. ÇocukluÄŸumun en güzel zamanlarını okuldan ve teneffüs saatlerinden uzakta,evimin arka bahçesinde ya da evin içinde kendi yarattığım ve hayalgücümün bir ürünü olan bir dünyayla ve bu dünyanın olay ve insanları arasında geçirdim. EÄŸer arkadaÅŸlarım benim yarattığım bu ortamda oyuncu olmak istemez ve bana katılmazlarsa ben de kızkardeÅŸimin oyuncak bebeklerinden, ipte asılı mandallardan, plastik askerlerden, çiçeklerden ve taÅŸlardan faydalanırdım.Babam bana tüm ayrıntıları düÅŸünülmüÅŸ bir tiyatro inÅŸa etmiÅŸti: AÅŸağıdan yukarıya doÄŸru çekilebilen perdesi, dekorları ve benim tarafımdan tasarlanan diÄŸer aksesuarlarıyla tam bir tiyatro sahnesi. Farwest'de büyümekle tüm diÄŸer çocuklar gibi kızılderililerden ve kovboylardan çok etkilendim ve bunlara okuduÄŸum klasik romanları ve sanki içlerine girmiÅŸim gibi Holywood filmlerini de ekledim. Daha büyüdüÄŸüm zaman da bu eÄŸlenceli alışkanlıkları sürdürmem gerektiÄŸini düÅŸündüm.Tüm ölçülerimi korudum ve geriye sadece, bir ÅŸeyler söyleyip oluÅŸturmak kaldı.
(sinemasal dergisi)
