Nazım'ca
Grup Sayfasına Git
Nazım'dan kısa dizeler,mısralar,söz dizimleri.Nazım'dan esintiler ...
Tartışma adım tarafından, 29 Mart 04:29 ÖS tarihinde başlatıldı.
Bugün pazar.
Bugün beni ilk defa güneşe çıkardılar.
Ve ben ömrümde ilk defa gökyüzünün bu kadar benden uzak
bu kadar mavi
bu kadar geniş olduğuna şaşarak
kımıldanmadan durdum.
Sonra saygıyla toprağa oturdum
dayadım sırtımı duvara.
Bu anda ne düşmek dalgalara,
bu anda ne kavga, ne hürriyet, ne karım.
Toprak, güneş ve ben.
Bahtiyarım.
Bugün beni ilk defa güneşe çıkardılar.
Ve ben ömrümde ilk defa gökyüzünün bu kadar benden uzak
bu kadar mavi
bu kadar geniş olduğuna şaşarak
kımıldanmadan durdum.
Sonra saygıyla toprağa oturdum
dayadım sırtımı duvara.
Bu anda ne düşmek dalgalara,
bu anda ne kavga, ne hürriyet, ne karım.
Toprak, güneş ve ben.
Bahtiyarım.
Cevaplar
Cevap yazabilmeniz için ilk olarak bu grubun aktif üyesi olmanız gerekmektedir.
adım,
Salı, 10 Ağustos 2010 17:02
Yaz Yağmuru
bir yaz yağmuru yağdı içime
ezildi iri üzüm taneleri camlarımda
gözleri kamaştı yapraklarımın
bir yaz yağmuru yağdı içime
gümüş güvercinler uçtu damlarımdan
koştu yalnayak toprağım.
bir yaz yağmuru yağdı içime
tramvayıma atladı bir kadın
ak baldırları ıslak
bir yaz yağmuru yağdı içime
içimdeki kederi serinletmeksizin
bir yaz yağmuru yağdı içime
ansızın başladı dindi ansızın
eski yerinde duruyor sıcaklık
kör demiryolunda paslı kalın
4 ağustos 1960
bir yaz yağmuru yağdı içime
ezildi iri üzüm taneleri camlarımda
gözleri kamaştı yapraklarımın
bir yaz yağmuru yağdı içime
gümüş güvercinler uçtu damlarımdan
koştu yalnayak toprağım.
bir yaz yağmuru yağdı içime
tramvayıma atladı bir kadın
ak baldırları ıslak
bir yaz yağmuru yağdı içime
içimdeki kederi serinletmeksizin
bir yaz yağmuru yağdı içime
ansızın başladı dindi ansızın
eski yerinde duruyor sıcaklık
kör demiryolunda paslı kalın
4 ağustos 1960
adım,
Cumartesi, 17 Temmuz 2010 10:39
Baba!
Baba!
her yılbaşında
sana söyleyecek
bir tek
sözüm var :
"Seni ne kadar çok seversem
o kadar
çok olsun ömründen geçen yıllar..."
Baba!
Babam, ağabeyim, kardeşim, arkadaşım!
Ne zulüm, ne ölüm, ne korku
başımı eğemez!
Yalnız senin elini öpmek için
eğilir başım.
Babam, ağabeyim, kardeşim, arkadaşım...
Nazım Hikmet RAN
Baba!
her yılbaşında
sana söyleyecek
bir tek
sözüm var :
"Seni ne kadar çok seversem
o kadar
çok olsun ömründen geçen yıllar..."
Baba!
Babam, ağabeyim, kardeşim, arkadaşım!
Ne zulüm, ne ölüm, ne korku
başımı eğemez!
Yalnız senin elini öpmek için
eğilir başım.
Babam, ağabeyim, kardeşim, arkadaşım...
Nazım Hikmet RAN
adım,
Cumartesi, 10 Temmuz 2010 11:30
...
Yedi tepeli şehrimde
Bıraktım gonca gülümü
Ne ölümden korkmak ayıp
Ne de düşünmek ölümü
...
Yedi tepeli şehrimde
Bıraktım gonca gülümü
Ne ölümden korkmak ayıp
Ne de düşünmek ölümü
...
adım,
Çarşamba, 07 Temmuz 2010 11:01
...
O şimdi ne yapıyor,
şu anda, şimdi, şimdi?
Belki dizinde bir kedi yavrusu var,
okşuyor.
Belki de yürüyordur, adımını atmak üzredir,
— her kara günümde onu bana tıpış tıpış getiren
sevgili, canımın içi ayaklar!...
....
O şimdi ne yapıyor,
şu anda, şimdi, şimdi?
Belki dizinde bir kedi yavrusu var,
okşuyor.
Belki de yürüyordur, adımını atmak üzredir,
— her kara günümde onu bana tıpış tıpış getiren
sevgili, canımın içi ayaklar!...
....
adım,
Cuma, 02 Temmuz 2010 08:27
...
ben diyorum ki ona:
— kül olayım
kerem
gibi
yana
yana.
ben yanmasam
sen yanmasan
biz yanmasak,
nasıl
çıkar
karanlıklar
aydınlığa..
...
ben diyorum ki ona:
— kül olayım
kerem
gibi
yana
yana.
ben yanmasam
sen yanmasan
biz yanmasak,
nasıl
çıkar
karanlıklar
aydınlığa..
...
LiberterKedi,
Perşembe, 01 Temmuz 2010 09:14
güneşli bir ormana dalar gibi
dalmak gözlerine
ve kan ter içinde,
aç ve öfkeli,
ve bir avcı iştahıyla etini
dişlemek senin.
Sende, ben,
imkansızlığı seviyorum,
Fakat asla
ümitsizliği değil
dalmak gözlerine
ve kan ter içinde,
aç ve öfkeli,
ve bir avcı iştahıyla etini
dişlemek senin.
Sende, ben,
imkansızlığı seviyorum,
Fakat asla
ümitsizliği değil
adım,
Perşembe, 01 Temmuz 2010 08:09
İlk göz göze geldiğimiz günkü elbiseni çıkar sandıktan
giyin, kuşan
benze bahar ağaçlarına..
Hapiste
mektubun içinde yolladığım karanfili tak saçlarına
kaldır, öpülesi çizgilerle kırışık beyaz, geniş alnını
böyle bir günde yılgın ve kederli değil
ne münasebet
böyle bir günde bir isyan bayrağı gibi güzel olmalı Nâzım Hikmetin kadını
giyin, kuşan
benze bahar ağaçlarına..
Hapiste
mektubun içinde yolladığım karanfili tak saçlarına
kaldır, öpülesi çizgilerle kırışık beyaz, geniş alnını
böyle bir günde yılgın ve kederli değil
ne münasebet
böyle bir günde bir isyan bayrağı gibi güzel olmalı Nâzım Hikmetin kadını
Angelica,
Çarşamba, 30 Haziran 2010 21:28
Ve inanmıyorum bir kış günü dünyaya geldiğine.
sen mutlaka baharda doğmuş olmalısın
toprak uyanırken.
sen mutlaka baharda doğmuş olmalısın
toprak uyanırken.
adım,
Çarşamba, 23 Haziran 2010 10:30
...
Ne güzel şey hatırlamak seni,
yazamak sana dair,
hapiste sırt üstü yatıp seni düşünmek:
filanca gün, falanca yerde söylediğin söz,
kendisi değil
edasındaki dünya...
....
Ne güzel şey hatırlamak seni,
yazamak sana dair,
hapiste sırt üstü yatıp seni düşünmek:
filanca gün, falanca yerde söylediğin söz,
kendisi değil
edasındaki dünya...
....
adım,
Pazartesi, 21 Haziran 2010 14:55
...
Hemen fırlayarak yerimden
Penceremde demirlere yapışarak
Hürriyetin süt beyaz maviliğine
Sana yazdıklarımı bağıra bağıra
okumalıyım...
Nazım Hikmet
Hemen fırlayarak yerimden
Penceremde demirlere yapışarak
Hürriyetin süt beyaz maviliğine
Sana yazdıklarımı bağıra bağıra
okumalıyım...
Nazım Hikmet