Charles Bukowski

Açıklama
Hayatımın pis sarhoşu; Bukowski!..Duyurular
Pazar, 28 Mart 2010
tarfından : Nilihu
- Bir mavi kuş var yüreğimde
çıkmaya can atan
ama ben ondan güçlüyüm, kal,
diyorum ona, kimsenin
seni görmesine izin veremem.
- Bir mavi kuş var yüreğimde
çıkmaya can atan
ama viski döküyorum üstüne
sigara dumanına
boÄŸuyorum,
fahiÅŸeler, barmenler ve
bakkal çırakları hiçbir zaman
bilmiyorlar onun orada
olduÄŸunu.
- Bir mavi kuş var yüreğimde
çıkmaya can atan
ama ben ondan güçlüyüm,
yat lan aşağı, diyorum ona,
ocağıma incir dikmek mi
niyetin? Avrupa'daki kitap
satışlarını sabote etmek mi?
- Bir mavi kuş var yüreğimde
çıkmaya can atan
ama zekiyim, sadece
geceleri izin veriyorum çıkmasına,
herkes yattıktan sonra.
orada olduÄŸunu biliyorum, derim
ona, kederlenme
artık.
sonra yerine koyarım yine
ama hafifçe öter
tamamen ölmesine de izin
vermiyorum
ve birlikte uyuyoruz
gizli antlaşmamızla
ve insanı ağlatacak kadar
güzel, ama ben
aÄŸlamam, ya
siz?
çıkmaya can atan
ama ben ondan güçlüyüm, kal,
diyorum ona, kimsenin
seni görmesine izin veremem.
- Bir mavi kuş var yüreğimde
çıkmaya can atan
ama viski döküyorum üstüne
sigara dumanına
boÄŸuyorum,
fahiÅŸeler, barmenler ve
bakkal çırakları hiçbir zaman
bilmiyorlar onun orada
olduÄŸunu.
- Bir mavi kuş var yüreğimde
çıkmaya can atan
ama ben ondan güçlüyüm,
yat lan aşağı, diyorum ona,
ocağıma incir dikmek mi
niyetin? Avrupa'daki kitap
satışlarını sabote etmek mi?
- Bir mavi kuş var yüreğimde
çıkmaya can atan
ama zekiyim, sadece
geceleri izin veriyorum çıkmasına,
herkes yattıktan sonra.
orada olduÄŸunu biliyorum, derim
ona, kederlenme
artık.
sonra yerine koyarım yine
ama hafifçe öter
tamamen ölmesine de izin
vermiyorum
ve birlikte uyuyoruz
gizli antlaşmamızla
ve insanı ağlatacak kadar
güzel, ama ben
aÄŸlamam, ya
siz?
Tartışmalar
Henüz hiç tartışma eklenmedi.
Duvar
Nilihu,
Cuma, 18 Mayıs 2012 13:26
… (anlaman gereken şu:
çoğu şey yürümez, onun için de
saklamayı bırakırsın,
ve bunu anlayana kadar da
yılların biter) …
(Sesler / 9. )
çoğu şey yürümez, onun için de
saklamayı bırakırsın,
ve bunu anlayana kadar da
yılların biter) …
(Sesler / 9. )
Nilihu,
Cuma, 18 Mayıs 2012 12:56
İnsanlar düşte gibiydi. Ben kesinlikle düşleydim. (Sıradan Delilik Öyküleri)
Nilihu,
Çarşamba, 09 Mayıs 2012 18:29
Van Gogh kulağını kesip
bir
orospuya verdi
orospu
hunharca fırlattı
kulağı
sokaÄŸa tiksinerek.
Van,
orospular
kulak
istemezler
para isterler
sanırım bu yüzden
muhteÅŸem bir
ressamsın sen
baÅŸka
bir ÅŸeyden
anlamadığından…
(Charles Bukowski)
bir
orospuya verdi
orospu
hunharca fırlattı
kulağı
sokaÄŸa tiksinerek.
Van,
orospular
kulak
istemezler
para isterler
sanırım bu yüzden
muhteÅŸem bir
ressamsın sen
baÅŸka
bir ÅŸeyden
anlamadığından…
(Charles Bukowski)
Nilihu,
Çarşamba, 09 Mayıs 2012 18:28
I don’t hate people. I just feel better when they aren’t around.
Nilihu,
Çarşamba, 09 Mayıs 2012 17:57
Buhran
çok fazla
çok az
ya da çok geç
çok şişman
çok zayıf
ya da çok kötü
kahkaha
ya da gözyaşı
ya da kusursuz
kayıtsızlık
nefret edenler
sevenler
ellerindeki ÅŸarap ÅŸiÅŸelerini sallayarak
önlerine çıkanları süngüleyip
kadınların ırzına geçen ordular
ya da ucuz bir pansiyon odasında
Marilyn Monroe’nun fotoğrafıyla yaşayan bir ihtiyar
o denli büyük ki dünyadaki yalnızlık
onu saatin kollarının ağır hareketlerinde
bile görebilirsiniz.
o denli büyük ki dünyadaki yalnızlık
onu Vegas’ta, Baltimore’da ya da Münih’te
yanıp sönen neon ışıklarında görebilirsiniz.
insanlar yorgun,
hayat tarafından cezalandırılmış,
ya sevgiyle ya da sevgisizlikle
sakatlanmış.
yeni hükümetlere ihtiyacımız yok
yeni devrimlere ihtiyacımız yok
yeni kadınlara ihtiyacımız yok
yeni yollara ihtiyacımız yok
şevkate ihtiyacımız var.
müşfik davranmıyoruz
birbirimize.
müşfik davranmıyoruz.
korkuyoruz.
nefretin gücü simgelediğini
sanıyoruz.
cezalandırmanın
sevgi olduÄŸunu.
daha az sahte bir eÄŸitim bize gereken
daha az kural
daha az polis
ve daha iyi öğretmenler.
bir odada
bir başına acı çeken
öpülmemiş
dokunulmamış
bir başına bitki sulayan
olsa da çalmayacak
bir telefondan yoksun
insanın dehşetini unutuyoruz.
müşfik davranmıyoruz birbirimize
müşfik davranmıyoruz birbirimize
müşfik davranmıyoruz birbirimize
boncuklar sallanır, bulutlar örter
köpekler gül bahçesine işer
bir çocuğun kafasını koparır cani
dondurma külahından bir ısırık alır gibi
okyanus bir gelip
bir giderken
anlamsız bir ayın esaretinde.
müşfik davranmıyor insanlar birbirine.
(Charles Bukowski)
çok fazla
çok az
ya da çok geç
çok şişman
çok zayıf
ya da çok kötü
kahkaha
ya da gözyaşı
ya da kusursuz
kayıtsızlık
nefret edenler
sevenler
ellerindeki ÅŸarap ÅŸiÅŸelerini sallayarak
önlerine çıkanları süngüleyip
kadınların ırzına geçen ordular
ya da ucuz bir pansiyon odasında
Marilyn Monroe’nun fotoğrafıyla yaşayan bir ihtiyar
o denli büyük ki dünyadaki yalnızlık
onu saatin kollarının ağır hareketlerinde
bile görebilirsiniz.
o denli büyük ki dünyadaki yalnızlık
onu Vegas’ta, Baltimore’da ya da Münih’te
yanıp sönen neon ışıklarında görebilirsiniz.
insanlar yorgun,
hayat tarafından cezalandırılmış,
ya sevgiyle ya da sevgisizlikle
sakatlanmış.
yeni hükümetlere ihtiyacımız yok
yeni devrimlere ihtiyacımız yok
yeni kadınlara ihtiyacımız yok
yeni yollara ihtiyacımız yok
şevkate ihtiyacımız var.
müşfik davranmıyoruz
birbirimize.
müşfik davranmıyoruz.
korkuyoruz.
nefretin gücü simgelediğini
sanıyoruz.
cezalandırmanın
sevgi olduÄŸunu.
daha az sahte bir eÄŸitim bize gereken
daha az kural
daha az polis
ve daha iyi öğretmenler.
bir odada
bir başına acı çeken
öpülmemiş
dokunulmamış
bir başına bitki sulayan
olsa da çalmayacak
bir telefondan yoksun
insanın dehşetini unutuyoruz.
müşfik davranmıyoruz birbirimize
müşfik davranmıyoruz birbirimize
müşfik davranmıyoruz birbirimize
boncuklar sallanır, bulutlar örter
köpekler gül bahçesine işer
bir çocuğun kafasını koparır cani
dondurma külahından bir ısırık alır gibi
okyanus bir gelip
bir giderken
anlamsız bir ayın esaretinde.
müşfik davranmıyor insanlar birbirine.
(Charles Bukowski)
Nilihu,
Çarşamba, 30 Kasım 2011 16:31
Ölmek için doğmak... Hayatından bezmiş zavallı bir kemirgen gibi yaşamak kaderimdi sanki. Yaşadığın andan çılgınca zevk almak bana hiç nasip olmayacak mıydı? Neden kendi cenaze törenimi izliyormuş gibi hissediyordum?
Nilihu,
Çarşamba, 30 Kasım 2011 16:30
“Gece sisini delen bir ışıktır aşk.
Sarhoş olduğunuzda bulamadığınız anahtardır aşk.
On yılda bir gerçekleşen şeydir aşk.
Diğer insanın mahvettiğini sandığın şeydir aşk.
Çalan telefondur aşk, aynı ses ya da başka bir ses ama asla doğru ses değil.
İhanettir aşk.
Evsizlerin ara sokaklarda alev alev yansımasıdır aşk.
Eski bir Los Angeles otelinin çatısına yağan yağmurdur aşk.
Istakoz gibi haşlanma biçimimizdir aşk.
Söylediğimiz bütün yalanlardır aşk.
Çığlığı hala yankılanan andır aşk.
Yerde sürünen şeydir aşk.
Bir yabancıya dayanmış dans eden karındır aşk.
Ve çok fazla ve fazlasıyla erken kullanılan bir sözcüktür aşk "
Nilihu,
Pazartesi, 31 Ekim 2011 14:05
deniz anasının bi amacı var,
sırtlanın,
kenenin,
sıçanın,
hamam böceğinin,
her biri kendi ışığı ile dopdolu.
benim ışığım
sönük.
kim yaptı bunu
bana?
sırtlanın,
kenenin,
sıçanın,
hamam böceğinin,
her biri kendi ışığı ile dopdolu.
benim ışığım
sönük.
kim yaptı bunu
bana?