Annales Okulu Nedir |
tarihin, alanlararası ve karşılaÅŸtırmalı çalışmayla yazılması, böylece, tarihin bir “bilim” olarak kabul edilmesi iddiasını taşıyan Tarih okuludur. adını annales d’histoire économique et sociale adlı dergiden almıştır. diyebiliriz ki, yirminci yüzyılın ikinci çeyreÄŸi, çok önemli bir düÅŸünsel dönüÅŸümün müsebbibi; Tarih yazımı anlayışını baÅŸtan baÅŸa yenileyen ya da ÅŸöyle söyleyelim, yeniden yenileyen; tarihin, alanlararası ve karşılaÅŸtırmalı çalışmayla yazılması, böylece, tarihin bir “bilim” olarak kabul edilmesi iddiasını taşıyan (tarihin bir bilim olarak kabulünün ilk çabalarını henüz 14. yüz yılda ibn-i haldun’un kaleme aldığı “mukaddime”de ve 18. yüz yılda vico’nun kaleme aldığı “yeni bir bilimin ilkeleri”nde görmekteyiz) iki fransız Tarihçiye, marc bloch ve lucien febvre’ye tanıklık etmiÅŸtir. geliÅŸlerinin; çaÄŸdaÅŸ iktisat tarihi ustalarından biri olarak anılan karl lamprecht’in “ortaklaÅŸa Tarih” çaÄŸrısı yapmasının ; Otto Hintze’nin: “biz sadece sıradaÄŸları ve dorukları deÄŸil, daÄŸların eteklerini de; yalnızca yüzeyin derinliklerini de deÄŸil, bütün kıta kütlesini bilmek istiyoruz.” , demesinin ardına denk düÅŸmesi rastlantı deÄŸildir. bloch ve febvre, her ikisi de dilbilimle, sözcüklerin kökenbilimiyle ilgilenmiÅŸlerdir. her ikisi de zihniyetler tarihinin ilk baÅŸyapıtlarından biri olan ve ilkel düÅŸünüÅŸ ile çaÄŸcıl düÅŸünüÅŸ arasındaki farkları koymaya çalışan lucien levy-bruhl’ün “ilkel zihniyet”ini okumuÅŸ ve ondan etkilenmiÅŸlerdir. onlara göre özellikle de zihniyet TarihçiliÄŸinde edebiyat tarihin dışında bırakılamaz. edebi metinler , en azından yazılı belgeler kadar, hatta onlardan da fazla, tarihsel malzemelerdir. febvre, özellikle ruhbilimde freud’un reddi anlamına gelen (le roy ladurie’nin de dikkat çektiÄŸi gibi, freud’un insanlara uyguladığı ruhçözümsel yöntemlerin belgelere uygulanmasında Tarihçiler zorlanırlar ) ortak ruhbilim’in (collective psychology) fikir babası charles blondel’den, yerbetimde ise, beÅŸeri yerbetim’i (anthropo-geography) öneren ve nerede ise etkilemediÄŸi kimse kalmayan frederick ratzel’den ve fakat daha çok; “çevre alıkoymaktan ziyade olanak yaratır” diyerek ratzel’in belirlenimciliÄŸini (determinism) kabul etmeyen vidal de la blanche’dan etkilenmiÅŸtir. bloch ise, tarihi, durkheimcı düÅŸünüÅŸün tarihe toplumsal bilimler içerisinde ancak uygun gördüÄŸü izbe yerden çekip çıkarmaya ve Durkheim toplumbilim’i nereye getirdi ise oraya getirmeye; tarihin meÅŸruluÄŸunu ispata çalıştığını; annales okul’un, bir anlamda Durkheim okulu’na karşı duruÅŸ olduÄŸunu söylemeye getirecek kadar Durkheim’dan etkilenmiÅŸtir. bloch’un ayrıca, belleÄŸin toplumsal çerçevesi üstüne maurice halbwachs’dan ve çeliÅŸkilerini aÅŸmayı denediÄŸi 19. yüz yılın büyük Tarihçileri fustel de coulanges ve seignobos’tan etkilendiÄŸini de zikredelim. kaba hatlarıyla vermeye çalıştığımız bu bilgi birikimiyle, marx’ın, weber’in, Durkheim’ın geliÅŸtirdiÄŸi düÅŸünsel aygıtları tarihe uyarlayacak olan bu iki Tarihçi; 1921 yılında bloch, 1922 yılında febvre, belçikalı Tarihçi henri pirenne’e birer mektup yazarak, ondan, yeni kuracakları derginin (journal) başına geçmesini rica ediyorlardı. pirenne, her iki fransız Tarihçinin ortak talebine, destek sözü vererek ve fakat, ricalarını yerine getiremeyeceÄŸini söyleyerek yanıt veriyordu. ilk mektubun üzerinden sekiz sene geçtikten sonra, 1929 yılında, bloch ve febvre, ortak kurucu müdürlük (directorship) görevlerini de üzerlerine alarak, daha sonra yirminci yüz yılın en büyük Tarih okulu olacak annales okul’a da isim babası olacak olan annales d’histoire économique et sociale adını verdikleri dergiyi kurdular. baÅŸlangıcında iktisadi ve toplumsal Tarih üzerine yoÄŸunlaÅŸan derginin, kuruluÅŸ amacı “marxçılığın dikkate çağırdığı, toplumların yaÅŸamlarının üzün süre gölgede kalmış veçhelerine ışık tutmak” idi. bundan böyle annales’ın Tarih anlayışı durmadan baÅŸlangıcındaki anlamının dışına taÅŸtı: mümkün olan bütün alanları (yerbilim, ruhbilim, edebiyat vb.) içeriÄŸine taşıdı; Tarih boyunca egemen olmuÅŸ “olayanlatıcı (vakanüvis) Tarih yazımının” ve ondokuzuncu yüz yılın “olgucu ya da deneyci Tarih anlayışının” , önce kurumsal, yapısal Tarih; daha sonra kırsal, yerbilimsel, iklimsel Tarih, hatta zihniyetler tarihi, nüfusbilim tarihi, ırkbilim tarihi gibi çeÅŸitli yan dallarının katkılarıyla, “bütünsel Tarih” anlayışına evrilmesine çalıştı. |
Favorilerinize ekleyin
Bunu e-posta ile gönder
Okuma: 1005
Cevaplar (0)

Cevap yaz